Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/26537 E. 2014/34588 K. 04.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/26537
KARAR NO : 2014/34588
KARAR TARİHİ : 04.12.2014

MAHKEMESİ : Afyonkarahisar İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/04/2013
NUMARASI : 2011/489-2013/288

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 2005 yılı Nisan ayından 04.12.2009 tarihine davalı işyerinde sigortalı olarak çalıştığını, 29.03.2009 tarihli yerel seçimlerinde davalı belediye başkanının değiştiğini, yeni belediye başkanının müvekkil dahil bir kısım işçilerin işten ayrılması için baskılar yapmaya başladığını, normal görevlerinin dışında çöp toplamak, lağım temizliği gibi işler yaptırdığını, müvekkilinin davalı belediyeye ait petrol istasyonunda çalıştığı dönemde davalı belediyenin başkanının müvekkilinin bir kısım tutanak ve belgelere imza atmasını istediğini, müvekkilinin bu talebi kabul etmediğini, bunun üzerine müvekkilinin işten ayrılmasına ilişkin talimat verildiğini, müvekkilinin işten atılmak korkusu ile belediye binasında beklemeye başladığını, gündüzleri belediye binasında bekleyen müvekkilinin ayrılmasına da müsaade edilmediğini, geceleri saat 02.00 a kadar ev ev dolaşarak belediye alacaklarının tahsilini yapmasının istendiğini, davalı belediye başkanının müvekkilinin iş sözleşmesini feshetmeden üç gün önce müvekkilini odasına çağırarak ya kendi isteğinizle istifa edin, yada ben sizi zimmetle suçlayarak işten çıkartacağım dediğini bu görüşmeden yaklaşık üç gün sonra belediye meclisinin 04.12.2009 tarih ve 41 sayılı kararı ile müvekkilinin iş sözleşmesinin zimmete para geçirmek suçu ile feshedildiğini iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti, promosyon alacağı ve ücret alacaklarının faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının davalı belediyede işçi olarak çalışmakta iken yapmış olduğu eylemleri sebebi ile zimmetine para geçirdiğinin anlaşıldığını, bunun üzerine belediye meclis kararı ile iş sözleşmesine son verildiğini, iş sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğini, davacının çalıştığı dönemde tüm alacaklarını aldığını, fazla mesai, tatil ücreti, bayram ücreti ve izin ücreti alacağının olmadığını, izinlerini fazlasıyla kullandığını, davacının vardiyalı çalışması sebebi ile fazla çalışma yapmasının mümkün olmadığını, beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının davacı işçinin iş sözleşmesini haklı bir sebep yokken ve kötüniyetli olarak feshettiği, diğer taleplerine ilişkin alacakları da bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Uyuşmazlık taraflar arasındaki ilişkide kötüniyet tazminatının şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Belirsiz süreli iş sözleşmesinin taraflarca ihbar süresi tanınmak suretiyle ya da ihbar tazminatı ödenerek her zaman feshi mümkün ise de bu hakkın da her hak gibi 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 2. maddesi uyarınca dürüstlük ve objektif iyiniyet kurallarına uygun biçimde kullanılması gerekir. Aksi takdirde fesih hakkının kötüye kullanılmış olduğundan söz edilir.
Fesih hakkını kötüye kullanan işveren, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesi uyarınca, bildirim sürelerine ait ücretin üç katı tutarında tazminat ödemek zorundadır. Bahsi geçen tazminata uygulamada kötüniyet tazminatı denilmektedir. Maddenin 6. fıkrasının açık hükmüne göre, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden kötüniyet tazminatına hak kazanılması mümkün değildir.
Somut olayda iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı sebeple feshedildiği ispatlanamadığı anlaşıldığından kıdem ve ihbar tazminatına hükmedilmesi yerindedir. Ancak davalı işverenin fesih hakkını kötüye kullandığı davacı tarafından ispatlanamadığı halde şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
3-Taraflar arasında fazla çalışma sürelerinin tespiti bakımından uyuşmazlık bulunmaktadır.
Dosya içeriğine göre, karara esas teşkil eden bilirkişi raporunda, davacının fazla çalışma süresi hesaplanırken 25.04.2005-04.09.2007 ve 25.06.2009-21.10.2009 tarihleri arasında davalı belediyeye ait petrol istasyonunda pompacı olarak, 05.09.2007-24.06.2009 tarihleri arasında ise otobüs muavini olarak çalıştığı ve belirtilen bu dönemlerde ayda yetmişiki saat fazla çalışma yaptığı, buna karşılık 22.10.2009-04.12.2009 tarihleri arasında ise belediye binasında tahsilatçı olarak çalıştığı ve bu dönemde fazla çalışma yapmadığı belirtilmiştir. Bu durumda fazla çalışma ücreti alacağının davacının pompacı ve otobüs muavini olarak çalıştığı 25.04.2005-22.10.2009 tarihleri arası dönem için hesaplanması gerekirken tüm çalışma dönemi için fazla çalışma ücreti alacağının hesaplanması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 04.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.