Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/26441 E. 2016/637 K. 14.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/26441
KARAR NO : 2016/637
KARAR TARİHİ : 14.01.2016

Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : Gediz Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/07/2014
NUMARASI : 2012/68-2014/375

DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai ile yıllık ücretli izin alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekilleri, davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan tespit doğrultusunda davacının çalışma saatlerine ilişkin mahkemenin kabulü isabetli ise de, bilirkişi raporunda yapılan hesap hatalıdır. Tanık anlatımlarına göre, davacının yaz aylarında haftalık fazla çalışma süresi dörtbuçuk saat, kış aylarında ise dokuzbuçuk saat olduğu halde, bilirkişi tarafından haftalık fazla çalışmanın kışın ondörtbuçuk saat, yazın dokuzbuçuk saat olarak kabulü isabetsizdir.
3-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 16.09.1997-31.12.2011 tarihleri arasında çalışan davacının hak ettiği yıllık izin ücreti, tüm çalışma süresi yönünden 4857 sayılı İş Kanunu’nun 53. maddesinde belirtilen yıllık izin süreleri esas alınarak hesaplanmış ise de, yapılan hesaplama hatalıdır. Yapılacak iş, 4857 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden önceki çalışma dönemi açısından mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nda belirlenen yıllık izin sürelerinin, diğer dönem içinse 4857 sayılı Kanun’da belirlenen yıllık izin sürelerinin dikkate alınarak hesaplama yapılmasından ibaret iken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.