Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/26424 E. 2014/35032 K. 09.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/26424
KARAR NO : 2014/35032
KARAR TARİHİ : 09.12.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 18. İş Mahkemesi
TARİHİ : 17/07/2014
NUMARASI : 2014/321-2014/404

DAVA : Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı, fazla mesai ile izin ücreti alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmesi ve davacı avukatınca duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 09.12.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Avukat Ş. Ö. geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi Z. A. tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı işçi, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak fesih edildiğini ileri sürerek, ihbar ve kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı işveren vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Mahkemenin bozma ilamından önce verdiği karar, Dairemizin 21.04.2014 gün ve 2013/8158 esas, 2014/8920 karar sayılı kararı ile “davacının imzasını taşıyan bordrolarda fazla çalışma tahakkuku görülmektedir. Mahkemece karara esas teşkil eden 20.05.2012 ek raporda bilirkişinin, davacı işçinin fazla mesai alacağı için, şahit beyanları, imzalı bordrolar ve davalının zamanaşımı itirazına göre seçenekli olarak hesaplama yaptığı ancak mahkemece imzalı bordroların dikkate alınmadığı seçeneğe göre karar verildiği anlaşılmıştır. Anılan raporun 3/b seçeneğinde zamanaşımı itirazı dikkate alınmaksızın ve fazla mesai tahakkuku bulunan imzalı bordrolar dışlanmak suretiyle yapılan hesaplamaya göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalıdır.” şeklinde bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak karar verilmiştir.
Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar; “usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, bir çok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır:
Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı ya da geçmişe etkili yeni bir kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmakla oluşan usuli kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK).
Benzer şekilde, uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesi’nce iptaline karar verilirse, usuli kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 gün ve 2004/10-44 esas, 2004/19 karar sayılı kararı).
Bu sayılanların dışında ayrıca, görev konusu, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hataya dayanan bozma kararlarına uyulmasında olduğu gibi kamu düzeni ile ilgili konularda usuli kazanılmış haktan söz edilemez (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü-6. Baskı, cilt 5, 2001).
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için, bir davada, ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01.06.2011 gün ve 2011/9-354 esas, 2011/375 karar sayılı kararı).
Somut olayda, bozma ilamı doğrultusunda, fazla çalışma tahakkuku bulunan imzalı bordrolar dışlanmak suretiyle fazla çalışma ücreti alacağı konusunda karar verilmiş ise de, davacı taraf, yargılama sırasında ücret bordrolarındaki imzalara itiraz etmiş, mahkemece, imza incelemesi yaptırılmamıştır. Bu durumda, Dairemizin 21.04.2014 gün ve 2013/8158 esas, 2014/8920 karar sayılı bozma kararında maddi hata yapıldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, maddi hataya dayanan bozma kararlarına uyulmasında usuli kazanılmış haktan söz edilemez. Mahkemece, davacı tarafın ücret bordrolarındaki imzaya itirazı nedeniyle uzman bilirkişiye imza incelemesi yaptırılarak, sonucuna göre fazla çalışma ücreti alacağına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.