Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/26031 E. 2016/339 K. 12.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/26031
KARAR NO : 2016/339
KARAR TARİHİ : 12.01.2016

Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : 1. İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, tespit ve durma kararının iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı işverene ait işyerinde 24.08.1998 tarihinden iş sözleşmesinin feshedildiği 11.02.2009 tarihine kadar çalıştığı, davacının işten çıkarıldıktan sonra ödenmesi gereken işçilik alacaklarının nakden ödenemeyeceği ancak seri bonolar halinde ödeneceğini tahahhüt ettiği, davacının bonolara bağlı olarak işçilik alacaklarına karşılık İstanbul 12. İcra Müdürlüğünün 2010/18195 esas – 2010/18207 esas sayıları ile icra takibine başlandığı, davalı tarafın kötü niyetli olarak Kadıköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/164 esas sayılı iflas erteleme kararı ile takibin durdurulması yönünde karar alındığı, davacının iflas erteleme kararına ilişkin işlemin iptalini talep ettiği, ancak red kararı alındığını ileri sürerek, İstanbul 12. İcra Müdürlüğünün 2010/18915 esas ve 2010/18207 esas sayılı dosyalarındaki bono ve senede bağlı alacakların işçi alacağı olduğunun tespiti ile İcra Müdürlüğünün vermiş olduğu takibin durdurulmasına dair kararın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, müvekkili işyerinin kapatılması sebebi ile davacı tarafın iş sözleşmesinin feshedildiğini, davacının çalışmış olduğu dönemler için hesaplanan 31.758,00 TL’ nin ödeme belgesi ile davacı ve müvekkilinin karşılıklı iradeleri ile anlaşma neticesinde verilen senetlerle ödendiği, senetlerin ödenmesi konusunda sorun yaşanmasının mahkeme konusu olmadığı, senetlerin tahsil edilememiş olmasının tazminatların senet alınarak ödendiği hususunu ortadan kaldırmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davalı tarafından davacının işçi alacaklarına karşılık kendisine bono senetleri verildiğini, dolayısıyla alacakları kabul ettiğini, Bu itibarla söz konusu alacağa karşılık bono senetleri verilmekle davacının söz konusu davada hukuki yararının bulunmadığı, bununla birlikte aksi düşünce halinde iş mahkemesince işçi alacakları yönünde bir karar verilse dahi davalı tarafın mahkemece verilen kararı yerine getirmemesi halinde davacı tarafça yine icra takibine girişileceği bu anlamda davacı yanca ilerleyen süreçte Asliye Ticaret Mahkemesince verilen iflas erteleme- icra takibinin tedbiren durdurulması kararının kaldırılması yönünde talepte bulunabileceği, belirtilen sebepler karşısında eldeki davada davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe :
Somut olayda davacı, işten çıkış esnasında kıdem tazminatı ve diğer işçilik alacakları karşılığında şirketçe bono düzenlendiğini, bu bonoları ödemeyince davalı hakkında icra takibine girişildiğini ancak davalı şirketin ticaret mahkemesinden aldığı iflasın ertelenmesi kararını dosyaya sunarak, icra müdürlüğünden takibin durdurulması kararı aldığını, icra müdürlüğünün bu işlemine karşı şikayette bulunulduğunu ancak icra hukuk mahkemesince talebin reddedildiğini ve kararın yargıtayca onandığını, bu halde borçlu hakkında kanuni icra yoluyla işlem yapabilmeleri için tek yolun alacaklarının işçi alacağı olduğunun tespiti olduğunu beyanla takip konusu senede bağlı alacakların işçilik alacağı olduğunun tespitini talep etmiştir.
Dosya içeriğine göre, davacı vekili tarafından, borçlu şirket aleyhine 27.08.2010 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe başlanmıştır. Borçlu vekilince, davalının Kadıköy 4. Asliye Ticaret mahkemesine iflas ertelenmesi yönünde müracaatı üzerine adı geçen mahkemece 25/02/2009 tarihli 2009/164 esas sayılı karar ile 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 179/b. fıkrası uyarınca takibin durdurulmasına, yeni takip yapılmamasına dair verilen kararın dosyaya sunulması üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurulduğu görülmüştür. Davacı tarafça bu kez İstanbul 10. İcra hukuk mahkemesine şikayet yolu ile yapılan müracaat üzerine mahkemece ”İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesince iflasın ertelenmesine karar verilmesi, senetlerin kıdem tazminatı sebebiyle verildiğine dair belge bulunmaması ve yargılamayı gerektirmesi sebeplerinden dolayı icra müdürlüğünce verilen takibin durdurulması kararının doğru olduğu belirtilerek şikayetin reddine” karar verildiği görülmüştür.
Kadıköy 4. Asliye Ticaret mahkemesinin 25/02/2009 tarihli 2009/164 esas sayılı tedbir kararıyla borçlunun iflasının ertelenmesi davası sonuçlanıncaya kadar, davacı şirket aleyhine 2004 sayılı Kanun’un 206. maddesinin 1. sırasında yazılı alacaklara dair olanlar hariç olmak üzere 2004 sayılı Kanun’un 179/b. maddesi gereğince, yapılan takiplerin durdurulmasına ve yeni takip yapılmamasına karar verildiği görülmektedir.
2004 sayılı Kanun’un 179/b. maddesi hükmü gereğince iflasın ertelenmesi kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanun’a göre yapılan takipler de dahil olmak üzere, hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler de durur. Ancak 206. maddesinin 1. sırasında yazılı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir. Dolayısıyla söz konusu imtiyazlı alacaklılar iflas erteleme süresince takip yapabilir ve başlamış takiplerine devam edebilirler.
İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacaklarıyla iflas sebebiyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları, İcra İflas Kanunu 206. maddesinin 1. sırasındaki alacaklardandır.
Bu düzenlemeler işçiyi koruma amaçlı olup, iflasın açılmasından öncesine dair bir yıllık süre alt sınır olarak öngörülmüştür. Buna göre iflasın ertelenmesinden en fazla bir yıl öncesine dair ve erteleme süresi içinde doğan işçi alacakları bu madde kapsamında kabul edilmelidir. Aksi halde iflasın ertelenmesi süresi içinde tek geçim kaynağı ücreti olan işçinin korumasız bırakılması, kanun koyucunun amacıyla bağdaşmayacaktır.
Tüm bu değerlendirmeler sonucunda, işçilik alacaklarının 2004 Kanun 206. maddesinin 1. sırasındaki tedbir kararının istisnası kapsamında kaldığının anlaşılmasına göre, davacının takibe konu senede bağlı alacaklarının işçi alacağı olduğunun tespiti konusunda dava açmakta hukuki yararı vardır. Mahkemece işin esasına girilerek gösterilen deliller toplandıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile talebin reddedilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 12.01.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.