YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/25669
KARAR NO : 2014/27321
KARAR TARİHİ : 13.10.2014
MAHKEMESİ : Bursa 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 19/02/2013
NUMARASI : 2009/1041-2013/74
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin, davalıya ait işyerinde 07.04.2003 tarihinde çalışmaya başladığını, müvekkilinin davalı işyerinin mesul müdürü ile arasındaki hususi sorunlar sebebi ile şahsın tehdit ve tazyikiyle kendisine bir kısım evraklar imzalatılmak sureti ile tazminatsız olarak 13.08.2008 tarihinde işten çıkartıldığını, her gün iki saat fazla mesai yaptığını belirterek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve fazla çalışma alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının 07.04.2003 tarihinde çalışmaya başladığını, daha sonra şoför kadrosuna alındığını, 13.09.2008 tarihinde istifa beyanı ile işten ayrıldığını, fazla çalışmanın söz konusu olmadığını, davacının kendi iradesi ve istifa dilekçesi ile şirkete başvurduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, dava konusu kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti alacaklarının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı kanuni süresi içinde davalı taraf temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının iş sözleşmesinin istifa ile sona erip ermediği noktasında toplanmaktadır.
Dosya kapsamında davacı, iş sözleşmesinin kendisine baskı altında istifa dilekçesi imzalatılmak sureti ile haksız olarak feshedildiğini, davalı işveren davacının kendi el yazısı ile yazıp imzaladığı istifa dilekçesi üzerine iş sözleşmesinin sona erdiğini savunmuştur. Davacı asilin 19.02.2013 tarihli celsedeki beyanında, anılan belgeyi baskı ile imzaladığı ve iradesinin fesada uğratıldığını beyan ettiği, mahkemece imzası davacı tarafından inkar edilmeyen istifa dilekçesine değer verilmeyerek iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğinin kabul edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı asil istifa dilekçesindeki imzanın kendisine ait olduğunu kabul etmiştir. Davacı istifa dilekçesini iradesi fesada uğratılarak verdiği iddiasında bulunmuşsa da, davacı tanık beyanlarının söz konusu istifa dilekçesinin baskı altında imzalandığını ispatlar yönde olmadığı ve davalı tanıklarının davacı işçinin kendi isteği ile işten ayrıldığına dair beyanlarına göre istifa dilekçesinin davacının iradesi fesada uğratılarak düzenlendiğine dair hiçbir somut bilgi ve delil bulunmaması gözetilerek iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı bir sebep olmadan feshedildiği anlaşılmakla, kıdem ve ihbar tazminatı isteminin reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgiliye iadesine, 13.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.