Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/25553 E. 2014/27365 K. 13.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/25553
KARAR NO : 2014/27365
KARAR TARİHİ : 13.10.2014

MAHKEMESİ : Ankara 10. İş Mahkemesi
TARİHİ : 25/06/2014
NUMARASI : 2013/1473-2014/748

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 27.07.2011 tarihinde çalışmaya başladığını, iş sözleşmesinin geçerli bir sebep bulunmamasına rağmen davalı tarafından 30.04.2013 tarihinde sözlü olarak feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliği ile işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkili şirketin yüklenicisi olduğu ” Türk Telekomünikasyon A.Ş. Genel Müdürlüğü Kreş ve Anaokulu ” inşaatında istihdam edilmek üzere 27.07.2011 tarihinde işe alındığını, işin tamamlanmasını müteakip, 30.04.2013 tarihinde kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenerek işten çıkarıldığı, bu nedenle feshin geçerli sebebe dayandığını, ayrıca şirketin işçi sayısı dikkate alındığında davacının iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağını beyan etmiştir.
Mahkemece, firmada çalışan işçi sayısının otuz kişinin altında olması sonucu davacının iş güvencesinden yararlanmayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi için fesih bildiriminin yapıldığı tarihte işyerinde otuz ve daha fazla işçi çalıştırılması gerekir. İşverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısı, bu işyerlerinde çalışan işçi sayısına göre belirlenir.
4857 sayılı Kanun’un 2/2. maddesine göre, İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır. İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür. Yine aynı Kanun’un 18/4 maddesi uyarınca, işverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısı, bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir. Keza 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 60/2. maddesi uyarınca bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işler de, asıl işin dahil olduğu iş kolundan sayılır.
Otuz işçi sayısının belirlenmesinde belirli-belirsiz süreli, tam-kısmi süreli, daimi-mevsimlik iş sözleşmesi ile çalışanlar arasında bir ayırım yapılamaz. Fesih bildirimin yapıldığı tarihte otuz işçi sayısının tespitinde gözönünde bulundurulacak işçinin iş sözleşmesinin devam etmekte olması yeterli olup, ayrıca fiilen çalışıyor olması gerekmemektedir. Ancak hastalık, iş kazası, gebelik ya da normal izin ve benzeri sebeplerle ayrılan işçi yerine bu süre için ikame işçi temin edilmiş ise, otuz işçi sayısında ikame edilen işçi dikkate alınmayacaktır. Konumu itibarıyla güvence kapsamı içerisinde olmayan işveren vekillerinin ve yardımcılarının da işyerinde çalışan işçi sayısının belirlenmesinde dikkate alınması gerekir.
Somut olayda, mahkemece işyerinde çalışan işçi sayısının tespiti amacıyla Sosyal Güvenlik Kurumu’na müzekkereler yazılmış, ancak şirkete bağlı tüm işyerlerinin işçi sayısına ilişkin bilgiler net olarak edinilememiştir. Bu sebeple mahkemece öncelikle, fesih bildiriminin işçiye ulaştığı tarih itibariyle, davalı işyerinde, işverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısının bu işyerlerinde çalışan işçi sayısına göre belirleneceği gözetilerek, belirli-belirsiz süreli, tam-kısmi süreli, daimi-mevsimlik sözleşmelerle çalışan tüm işçiler dikkate alınarak farklı işyerlerinin sicil numaraları da dikkate alınıp ayrıntılı araştırma yapılmak suretiyle otuz işçi şartının gerçekleşip gerçekleşmediği re’sen net olarak tespit edilmelidir.
Mahkemece bu yön gözetilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 13.10.2014gününde oybirliği ile karar verildi.