YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/24950
KARAR NO : 2014/27139
KARAR TARİHİ : 02.10.2014
MAHKEMESİ : Ankara 12. İş Mahkemesi
TARİHİ : 01/07/2013
NUMARASI : 2012/787-2013/547
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları Tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) kamu iktisadi teşebbüsü olduğunu, KPSS ile işçi istihdam ettiğini, çalışanların kamu görevlisi statüsünde olduğunu, kendilerinin Türkiye’de petrol arama ve üretme görevini ifa ettiklerini T..P.. İnternational Company Ltd. Şti.’nin ise Jersey kanunlarına tabi yabancı ülkelerde petrol arama ve üretme amaclı olarak kurulan ayrı tüzelkişiliğe haiz özel hukuk hükümlerine tabi şirket olduğunu davacınında bu şirketin alt kuruluşu olan ve TPIC tarafından kurulmuş Türkiye Petrol Dağıtım Anonim Şirketi (TPPD) işçisi olduğunu bu sebeple kendilerine husumet yöneltilmesinin hatalı olduğunu taraf sıfatları bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı TPIC vekili; TPPD nin ayrı tüzel kişiliğe haiz alt kuruluşu olduğunu aralarında 22.12.2006 tarihinde yapılan hizmet protokolü çerçevesinde elemen ihtiyacını karşılamak üzere eleman devredildiğini idari mali hukuki tüm yetki ve sorumluluğun TPPD ye ait olduğunu tek muhatabın TPPD olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı TPPD vekili; davacının iş sözleşmesinin haklı sebeplerle feshedildiğini, T.. A..nin tamamının kamu sermayesi ile kurulmuş TPAO’ya bağlı bir kamu iştiraki olduğunu, davacının inişli çıkışlı grafiği bulunduğunu, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin ikinci bendinin (h) fıkrasındaki işçinin yapmakla görevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi hükmüne aykırı davrandığını, bu sebeple davacıyı kazanmak amacı ile görev yerinin değiştirildiğini sorunların devam etmesi üzerine davacının iş sözleşmesinin feshinin kaçınılmaz ve son çare olduğunu, alamayacağı bazı haklarının da alması sağlanarak iş sözleşmesinin feshedildiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne davacının Türkiye Petrol Dağııt A.Ş.’deki işine iadesine, mali haklardan her üç davalının birlikte sorumlu olduğuna karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, kanuni dayanak 4857 sayılı Kanun’un 18. ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda mühendis olarak TPPD şirketinde çalışan davacının iş sözleşmesi performans düşüklüğü sebebi ile kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiştir. Davacının savunması alınmadan iş sözleşmesi feshedildiği için mahkemece feshin geçersizliğine ve davacının TPPD şirketindeki işine iadesine karar verilmiş olması dosya içeriğine uygundur.
Dosya kapsamına göre TPİC ve TPDD arasında yapılan hizmet protokolü 3. maddesinde Devredilen personelin ihbar ve kıdem tazminatı almalarını gerektiren bir durum ile devam etmekte olan iş sözleşmelerinin sona ermesi halinde kendilerine ödenecek tazminatlar toplam hizmet süreleri üzerinden hesaplanarak 4857 sayılı Kanun ve sair mevzuat çerçevesinde TPIC ve TPDD tarafından ödenecektir” ifadesi yer almaktadır. Davacının TPPD işçisi olak çalıştığı TPİC’in alt kuruluşu olduğu anlaşıldığından mali haklardan iki şirketin müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Öte yandan davalı TPAO’nın ise kamu iktisadi teşebbüsü olduğu, çalışanların kamu görevlisi statüsünde olduğu, Türkiyede petrol arama ve üretme görevini ifa ettiği gözönüne alındığında davada taraf sıfatı bulunmadığı için husumet yönünden davanın reddi gerekirken yazılı gerekçe ile TPAO’nın da mali haklardan sorumlu tutulması hatalı olmuştur.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davalı Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı yönünden davanın husumet yokluğu sebebi ile REDDİNE,
3-Davanın TPPD ve TPIC yönünden kabulüne;
4-Davalı TPPD tarafından gerçekleştirilen feshin geçersizliğine ve davacının TPPD şirketindeki İŞE İADESİNE,
5-Davacının kanuni süre içinde başvurusuna rağmen davalı TPPD süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminatın her iki davalının birlikte sorumlu olmak kaydıyla miktarının davacının kıdemi, feshi sebebi dikkate alınarak takdiren dört aylık brüt ücreti tutarında belirlenmesine,
3-Davacı işçinin işe iadesi için davalı TPPD süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok dört ay’a kadar ücret ve diğer haklarının her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsilinin GEREKTİĞİNE,
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 02.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.