Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/24693 E. 2014/24976 K. 23.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/24693
KARAR NO : 2014/24976
KARAR TARİHİ : 23.09.2014

MAHKEMESİ : Mersin 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 25/03/2014
NUMARASI : 2013/305-2014/163

Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, 01.07.2003-21.10.2009 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığını, işyerinde fazla çalışma yapmasına rağmen bu çalışma karşılığı ücret alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, fazla çalışma ücret alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, işyerinde haftalık çalışma süresinin kırkbeş saat olarak belirlendiğini, davacının fazla çalışma yapmadığını ve taleplerinin zaman aşımına uğradığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Bozma ilamı:
Mahkemece, yapılan ilk yargılama sonucunda davacının iş yerinde üst düzey yönetici olarak çalıştığı ve çalışma saatlerini kendisinin belirlediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Kararın süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine yapılan inceleme sonucunda, Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 26.02.2013 tarihli ve 2012/14936 esas, 2013/3794 karar sayılı ilamı ile “… davacının satış danışmanı olarak işe alındığı, daha sonra mağaza sorumlusu ve son olarak da mağaza yöneticisi olarak görevlendirdiriği anlaşılmaktadır. Davacı, davalı işverene bağlı olarak 01.07.2003-21.10.2010 tarihleri arasında gerçekleşen çalışma süresinin tamamında mağaza yöneticisi olarak görev yapmamıştır. Ayrıca, davalı işveren, davacının üst düzey yönetici olduğunu ileri sürmemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi içeriğinde, davacının işveren tarafından belirlenen saatler içerisinde 2 vardiya sistemi ile çalıştırdığını beyan ettiğinden davacının mağaza yönetici olduğu dönemde de çalışma saatlerini kendisinin belirlemediği sabittir. Bu sebeple, davacının üst düzey yönetici olması sebebi ile mesai saatlerini kendisinin belirlediğine ilişkin mahkeme kabulü hatalıdır.
Davacı ve davalı tanıklarının anlatımları ve dosya içerisinde mevcut işveren tarafından düzenlenen mağaza açılış ve kapanış saatlerine ilişkin talimatname içeriği ile
davacının işyerinde fazla çalışma yaptığı anlaşılmaktadır. Tüm deliller bir arada değerlendirilerek davacının haftalık fazla çalışma süresi belirlenmeli ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. …” gerekçesi ile hüküm bozulmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve bozma ilamı sonrasında yapılan yargılama sonucunda. davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
a)Davacının temyiz itirazları yönünden, dosya içerisinde ibraz edilen 2006-2008 ve 2010 yıllarına ilişkin ibraz edilmiş bulunan Ulusal Gözlem kayıtlarının incelenmesinde; günler itibari ile sistemi kuran ve kapatan kişinin davacı olduğunun belirtildiği ve sisteminin kurulması ve kapatılma saatlerinin gösterilmiş olduğu bu kayıtlara göre davacının günde dokuz saati aşan şekilde çalıştığı anlaşılmaktadır. İbraz edilen bu kayıtlarda gösterilen dönemler için, kayıtlardaki saatler esas alınarak hesaplama yapılması gerekirken bu hususun dikkate alınmaması isabetsizdir.
b)Davalının temyiz itirazları yönünden ise; işveren tarafından ibraz edilen ücret bordrolarının bir kısmında fazla çalışma ücret alacağı tahakkuk ettirildiği görülmektedir. Ücret bordrolarında davacı işçinin imzası bulunamamakta ise de; ödemelerin davacının banka hesabına yapıldığı bildirmektedir. İlgili banka kayıtları celp edilerek, ücret bordrolarında tahakkuk ettirilen fazla çalışma ücretlerinin davacıya ödenip ödenmediği denetlenmeli, ödeme yapılmış ise tahakkuk bulunan dönemler hesaplama dışı bırakılarak sonuca ulaşılmalıdır. Karar bu yönü ile de eksik incelemeye dayalıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 23.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.