Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/24524 E. 2014/24975 K. 23.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/24524
KARAR NO : 2014/24975
KARAR TARİHİ : 23.09.2014

MAHKEMESİ : Kırıkkale 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 29/11/2012
NUMARASI : 2011/36-2012/1187

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı Belediye Başkanlığına ait iş yerinde çalıştığını, iş yerinde fazla çalışma yapmasına, hafta tatilleri ile ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışmasına rağmen ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek, bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının hak kazandığı tüm işçilik alacaklarının eksiksiz ödendiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Bozma ilamı
Mahkemece, yapılan ilk yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurulmuştur. Kararın süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine yapılan inceleme sonucunda, Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 05.02.2013 tarih 2012/30057 esas- 2013/1813 karar sayılı ilamı ile, davalı işveren tarafından dosya içerisine ibraz edilen ve davacının imzasını taşıyan aylık çalışma çizelgeleri ve giriş çıkış kayıtlarının incelenmesinde, davacının çalıştığı günlerin ayrıntılı olarak gösterdiği, davacının yaptığı işin niteliği ve kamu kurumu niteliğinde olan davalı Belediye Başkanlığının hizmet binasının hafta tatilleri ile ulusal bayram günlerinde kapalı olduğu dikkate alındığında, davacının anılan günlerde çaycı olarak hizmet vermediğine ilişkin davalı savunmasına değer verilmesi gerektiği belirtilerek hüküm hafta tatil ve ulusal bayram genel tatil günleri çalışma karşılığı ücret alacakları yönünden bozulmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve bozma ilamı sonrasında yapılan yargılama sonucunda , kamu kurulu olan davalı belediye tarafından ibraz edilen kayıtlara göre davacının fazla çalışma yapmadığı, hafta tatilleri ile ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışmadığının sabit olduğu gerekçesi ile bu talepler yönünden davanın reddine karar verilmiş, sadece yıllık izin ücret alacağı yönünden davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuştur.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun’da (keza mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda) “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Yargıtay İBK 9.5.1960 tarih 21/9, RG. 28.6.1960-10537) Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Kazanılmış haklar Hukuk Devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasanın 2. maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada, ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir (Yargıtay HGK. nun 12.07.2006 gün ve 2006/4-519-527 sayılı, 31.05.2006 gün ve 2006/10-307-337 sayılı ve 10.05.2006 gün ve 2006/4-230-288 sayılı ilamı).
Somut olayda, mahkeme Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 04.12.2012 tarih 2012/7911 E 2012/27168 K sayılı ilamı bozma ilamına uymuştur. Bozma ilamı içeriğine göre mahkemece verilen ilk karar sadece hafta tatilli ve ulusal bayram genel tatil günleri çalışma karşılığı ücret alacakları yönünden bozulmuş ve fazla çalışma ücret alacağı isteminin kabulüne ilişkin verilen karar bozma kapsamı dışında bırakılmıştır. Bu durumda davacının fazla çalışma ücret alacağı isteminde haklı olduğu yönünde davacı lehine usuli kazanılmış hak doğmuştur. Bozmadan sonra yapılan yargılama sonucunda, davacının fazla çalışma ücret alacağı isteminin reddine karar verilmesi usuli kazanılmış hak ilkesine aykırı ve isabetsizdir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 23.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.