Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/24285 E. 2014/26505 K. 01.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/24285
KARAR NO : 2014/26505
KARAR TARİHİ : 01.10.2014

MAHKEMESİ : İzmir 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 04/04/2014
NUMARASI : 2011/40-2014/174

Hüküm süresi içinde davalı İ.. Özel Güvenlik ve Eğitim Hizm. A.Ş. avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ız tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili: davacının, asıl işveren T.. Traktör A.Ş.’ne ait işyerinde altişverenlerin işçisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini, alacak ve tazminatlarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin ve fazla çalışma ücreti alacaklarının faizleriyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece, davalılar arasında asıl-altişveren ilişkisi olduğu, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiği, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, yıllık izin ücreti alacağı olduğu, fazla çalışma yaptığı gerekçesiyle bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı kanuni süresi içinde davalı İ.. Özel Güvenlik ve Eğitim Hizm. A.Ş. temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki iş ilişkisinin 31.01.2009 tarihinde işçinin istifası ile sona erip ermediği, davacının fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususları uyuşmazlık konusudur.
Genel olarak iş sözleşmesini fesih hakkı hak sahibine karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren bozucu yenilik doğuran bir haktır. İşçinin haklı sebeple derhal fesih hakkı 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. maddesinde düzenlenmiştir. İşçinin süreli fesih bildiriminin kanuni düzenlemesi ise aynı Kanun’un 17. maddesinde ele alınmıştır. Bunun dışında İş Kanununda işçinin istifası özel olarak düzenlenmiş değildir.
İşçinin haklı bir sebebe dayanmadan ve bildirim süreli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer. İstifanın işverence kabulü zorunlu değilse de, işverence dilekçenin işleme konulmamış olması ve işçinin de işyerinde çalışmaya devam etmesi halinde gerçek bir istifadan söz edilemez. Bununla birlikte istifaya rağmen tarafların belirli bir süre daha çalışma yönünde iradelerinin birleşmesi halinde kararlaştırılan sürenin sonunda iş sözleşmesinin ikale yoluyla sona erdiği kabul edilmelidir.
İşçinin istifa dilekçesindeki iradesinin fesada uğratılması da sıkça karşılaşılan bir durumdur. İşverence tazminatların derhal ödenmesi ve benzeri baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve işçinin buna uyması gerçek bir istifa iradesinden söz edilemez. Bu halde feshin işverence gerçekleştirildiği kabul edilmelidir.
Somut olayda, davalı İ.. Özel Güvenlik şirketinin 15.01.2009 tarihli yazısı ile, davacıya, işveren taraflar arasındaki ihale sözleşmesinin sona ermesi sebebiyle yeni işyerinde çalışmaya başlamasına dair yazılı bildirim yapıldığı,davacının, el yazısıyla yazdığı dilekçe ile, işyerinden kendi isteğiyle istifa ettiğini işverene bildirdiği, istifa dilekçesinin iradesi sakatlanarak alındığını ıspatlayamadığı gibi yeni dönemde ihaleyi alan şirkette aynı işyerinde çalışmaya devam ettiği ortadadır. Hal böyle olunca, istifa dilekçesi geçerli sayılarak, 15.01.2009 tarihinden önceki çalışmanın işçinin istifası ile sona erdiği kabul edilerek, bu döneme ilişkin kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan, şahit beyanlarına göre, davacının, davalı İ.. Özel Güvenlik Şirketinin işçisi olarak çalıştığı dönemde, haftada altı gün, iki vardiya halinde 12.00-00.00 ile 00.00-12.00 saatleri arasında çalıştığı, bir saat ara dinlenmesinin düşülmesiyle günlük onbir saat, haftalık altmışaltı saat çalıştığı, haftada yirmibir saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiş ise de, şahitlerin İ.. Özel Güvenlik Şirketinde çalıştıkları son dönemde çalışmanın üç vardiya olduğunu beyan etmeleri karşısında, davacının İ.. Özel güvenlik şirketinde çalıştığı dönem içinde hangi tarihe kadar oniki saat çalıştığı tanıklar tekrar dinlenerek, gerektiğinde taraflardan bu konuda beyanları alınarak belirlendikten sonra tesbit edilecek çalışma süresi için hesaplama yapılması ve onbir saati aşan çalışmalar için birbuçuk saat ara dinlenmesi düşülmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01.10.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.