Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/24053 E. 2014/24774 K. 22.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/24053
KARAR NO : 2014/24774
KARAR TARİHİ : 22.09.2014

MAHKEMESİ : Ankara 6. İş Mahkemesi
TARİHİ : 11/02/2014
NUMARASI : 2013/250-2014/104

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin Irak, Türkiye, Özbekistan, Türkmenistan, Rusya, Libya ve Kazakistan şantiyelerinde çalıştığını, iş bitimi sebebi ile iş sözleşmesinin feshedildiğini, davacının en son aldığı ücretin aylık sabit 2500 ABD Doları olduğunu, üç öğün yemek ve konaklama ihtiyacının da davalı tarafından karşılandığını beyanla ödenmeyen kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin, hafta tatili, genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, öncelikle zamanaşımı savunmasında bulunarak, davacının müvekkili şirketin işçisi olmadığını, davacının yurt dışında çalıştığı şirketle müvekkili şirket arasında organik bağ bulunmadığını, ayrıca davacının hak ettiği ettiği alacaklarının dava dışı şirket tarafından ödendiğini, buna ilişkin ibranamenin düzenlendiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacı işçinin davalıya ait yurt dışı işyerlerinde çalıştığı ve iş bitimi sebebiyle iş sözleşmesinin feshedildiği gerekçesi ile alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, ibraz edilen ibranamelerin matbu olarak düzenlenip yapılan ödemelerin banka kaydı ya da imzalı makbuz ile belgelendirilememesine göre değerlendirilmeksizin, hesaplanan kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının kabulüne, yıllık ücretli izin, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının reddine karar verilmiştir.
Kararı kanuni süresi içinde davalı avukatı temyiz etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacıya dava konusu alacaklar ile ilgili ödeme yapılıp yapılmadığı ve davacının aralıklı önceki dönem çalışmalarının kıdem tazminatına esas sürenin tespitinde nazara alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 120. maddesi uyarınca halen yürürlüğü devam eden mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14/2. maddesi, işçinin aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı sürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğini hükme bağlamıştır.
O halde kıdem tazminatına hak kazanmaya dair bir yıllık sürenin hesabında da işçinin daha önceki fasılalı çalışmaları dikkate alınmalıdır. Bununla birlikte, her bir fesih şeklinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde gerçekleşmesi hizmet birleştirmesi için gerekli bir şarttır. İşçinin önceki çalışmaları sebebiyle kıdem tazminatı ödenmişse, aynı dönem için iki defa kıdem tazminatı ödenemeyeceğinden, tasfiye edilen dönemin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması mümkün olmaz. Ancak, aynı işverene ait bir ya da değişik işyerlerinde çalışılan süre için kıdem tazminatı ödenmemişse, bu süre aynı işverende geçen sonraki hizmet süresine eklenerek son ücret üzerinden kıdem tazminatı hesaplanmalıdır. Zamanaşımı definin ileri sürülmesi halinde önceki çalışma sonrasında ara verilen dönem on yılı aşmışsa, önceki hizmet bakımından kıdem tazminatı hesaplanması mümkün olmaz.
İşçinin iş sözleşmesi feshedilmediği halde çeşitli sebeplerle kıdem tazminatı adı altında yapılan ödemeler avans niteliğinde sayılmalıdır. İşçinin iş sözleşmesinin feshinde kıdem tazminatına hak kazanılması durumunda, işyeri ya da işyerlerinde geçen tüm hizmet sürelerine göre kıdem tazminatı hesaplanmalı, daha önce avans olarak ödenen miktar kanuni faiziyle birlikte mahsup edilmelidir. Dairemizin kararlılık kazanmış olan uygulaması bu doğrultudadır.
Somut olayda, davacının davalı işverene ait işyerlerinde aralıklarla çalıştığı dosya kapsamı itibariyle sabittir. Davalı vekilince dosyaya ibranameler, imzalı makbuzlar sunulmuş, ibranamelerin üzerinde yazılı miktarda kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretinin ödendiği savunulmuştur. Davacı vekili söz konusu belgelerin altındaki imzaların müvekkiline ait olduğunu ancak yabancı dilde düzenlendiğinden içeriği anlaşılmadan imzalandığını belirtmiştir. Mahkemece anılan ibranameler nazara alınmamıştır. Söz konusu belge içeriklerinde rakamlar yer almaktadır. Sunulan belgelerle ilgili mahkemece geçerlilik denetimi yapılmalıdır. İşçinin imzasını taşımayan belgelere değer verilmemelidir.
İşçinin imzasını taşıyan, fesihten sonra düzenlenen ve savunma ile çelişmeyen, davaya konu hakların sayıldığı ibranamelere değer verilmeli, salt miktar içermemiş oluşu ibranamenin geçersizliği sonucunu doğurmamalıdır. Miktar içeren ibranameler ise makbuz olarak değerlendirilmelidir.
Davacının aralıklı çalışmalarının her birinin iş sözleşmesinin feshi ile sonlanıp sonlanmadığı belirlenmeli ve bu feshe göre işçiye yasal haklarının ödenip ödenmediği tespit olunmalıdır. Feshe göre işçilik haklarının ödendiği belirlendiğinde, önceki çalışmalarının tasfiye edildiği kabul edilmeli ve tazminat hesabı açısında daha sonraki çalışma süresine eklenmemelidir. Ancak yapılan ödemelerin yasal hakların altında kaldığının anlaşılması halinde yine tasfiye esası benimsenmekle birlikte zamanaşımı defi sebebiyle zamanaşımına uğramamış dönem için belirlenen fark alacaklar, her bir dönem ücretine göre belirlenmeli ve istekler yönünden karar verilmelidir.
İşçinin iş sözleşmesinin feshinde işçilik alacaklarının hiç ödenmediği anlaşıldığında, bu defa aralıklı çalışma süreleri birleştirilmeli ve en son tazminata hak kazanacak şekilde gerçekleşen feshe göre son ücret üzerinden hesaplama yapılarak sonuca gidilmelidir.
Davalı tarafından ıslaha karşı süresinde zamanaşımı definde bulunduğu halde mahkemece söz konusu defi değerlendirilmeksizin karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yine davalı tarafından temyiz dilekçesi ekinde de kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti ödemesine dair miktar içeren belgeler sunulmuştur.İlk defa temyiz dilekçesi ekinde sunulmuş olmakla birlikte ödeme define dair olduklarından söz konusu belgeler de değerlendirilmelidir.
Mahkemece, eksik hususlar tamamlanarak bilirkişiden yukarıda belirtilen esaslar dahilinde denetime elverişli rapor alınmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. Yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırmayla karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 22.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.