Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/23984 E. 2014/30013 K. 03.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/23984
KARAR NO : 2014/30013
KARAR TARİHİ : 03.11.2014

MAHKEMESİ : Gaziantep 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/02/2013
NUMARASI : 2011/340-2013/104

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 22.03.2008 tarihinden iş sözleşmesinin müvekkilinin evlenmesi sebebiyle işten ayrıldığı 16.05.2011 tarihine kadar hasta hizmetleri bölümünde işçi olarak çalıştığını müvekkilinin mesai saatlerinin 07:30 ile 18:00 saatleri arası olduğunu, ancak müvekkilinin Cumartesi ve Pazar günleri de çalıştığını, yapılan bu fazla mesai ücretlerinin müvekkiline ödenmediğini, çalışma saati ile ilgili Genel Müdür yardımcısı Rabia Ağar’ın tüm çalışanlara attığı e-postayı dosyaya ibraz ettiklerini beyan ederek 2205 saatlik ödenmeyen fazla mesai ücretinin, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle şimdilik 1.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının fazla mesai yapmadığını, davacıya ödemelerin banka kanalı ile yapıldığını, bu ödemeleri alırken herhangi bir ihtirazi kayıt koymadığını, müvekkile de herhangi bir itirazı olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece bilirkişinin 05.10.2012 tarihli raporuna göre; davacının 4.411,51 TL fazla mesai ücreti alacağı hakkının bulunduğu belirtilmiştir, bilirkişi fazla mesai ücreti alacağını tespit ederken 1/3 oranında takdiri indirim uygulamıştır, indirilen bu oran Mahkememizce isabetli ve uygun görülmüştür, zira davacının uzunca hizmet süresi boyunca bu şekilde fazla çalışması olduğunun kabulü olağan hayat deneyimleriyle örtüşmeyecektir denilerek bu maddi ve hukuki olgulara göre hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli bilirkişi raporunda belirlenen miktar kapsamında, davanın kabulüne karar verildiği bildirilmiştir.
Kararı kanuni süresi içinde davalı vekili temyiz etmiştir.
Davacı işçinin fazla çalışma ücreti alacağı yönünden mahkemece yapılan araştırmanın yeterli olup olmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille sözkonusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da şahitle ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan şahitlerin anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
1-Somut olayda, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre, davacının günlük ve haftalık kanuni süreleri aşarak çalıştığı, dolayısı ile fazla mesai yaptığı, keza ulusal bayram ve genel tatil günlerinde de çalıştığı anlaşılmaktadır. Mahkemece doğru olarak değerlendirilen şahit anlatımlarına göre, davacının bilirkişi raporunda belirtilen sürelerle fazla mesai yaptığı ve genel tatil günlerinde çalıştığı anlaşılmaktadır. Dosyaya sunulan imzasız ücret bordrolarının bir kısmında fazla mesai tahakkuku yapılmış ise de bordrolar imzasız olduğu için dikkate alınamayacağı belirtilerek takdiri indirim yapılarak fazla çalışma ücreti tesbit edilmiş ise de, davalının ödemeye dair banka kayıtlarının istenmesini talep ettiği, mahkemece verilen süre içinde ilgili bankadan banka kayıtlarının talep edilerek incelenmediği anlaşılmıştır. Mahkemece ilgili bankadan davacıya ait banka kayıtları getirtilerek bordrolarda fazla çalışma ücreti tahakkuku yapılan dönemlere ilişkin ücretlerin ödenip ödenmediği araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirdi. Belirtmek gerekir ki ücret ödemelerinin banka aracılığı ile yapılması durumunda banka kayıtları ve hesap ekstrelerindeki bilgi yazılı delil yerine geçer. İstenecek banka dekontlarının ait olduğu aylara ilişkin ücret bordrolarında, tahakkuk yapılan aylarda davacının fazla mesai ve ücretlerini almış sayılması, ödeme yapılan ayların hesaplamadan dışlanarak fazla mesaiye ilişkin alacağın saptanması gerekmektedir.
2-Ayrıca, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının tüm hizmet süresine göre belirlenen fazla mesai ücreti alacağı son ücreti üzerinden hesaplanmıştır. Fazla mesai alacağının dönem ücretine göre hesaplanması gerekmektedir. Davacının üç yılı aşkın bir çalışması ve dosya içerisinde mevcut bordrolar da incelendiğinde yıllar bazında farklı ücretlerin verildiği görülmektedir. Bu itibarla son ücret üzerinden tüm alacağın hesaplanması hatalı olmuştur. Mahkemece öncelikle yukarıda açıklandığı üzere banka kayıtları aracılığıyla ücret araştırması yapılmalı, davacının önceki dönem ücretinin son ücretinden farklı olup olmadığı incelenmeli ve sonucuna göre gerekirse fazla mesai ücreti alacağı yeniden hesaplanmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.11.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.