Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/23857 E. 2014/35219 K. 11.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/23857
KARAR NO : 2014/35219
KARAR TARİHİ : 11.12.2014

MAHKEMESİ : İnegöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/06/2013
NUMARASI : 2012/65-2013/430

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili; davacı ile davalı arasında görülen davada davacı müvekkilin kıdem, ihbar, izin ve fazla çalışına ücretlerinin ödenmesine karar verildiğini, ancak tüm alacaklar için ıslah dilekçesinde ayrıca faiz talep edilmediği gerekçesiyle faiz yürütülmediğini, söz konusu karar kesinleştiğini ve alacağın diğer kısımları İnegöl 2. İcra Müdürlüğünün 2012/451 esas sayılı dosyasıyla fazlaya ilişkin faiz hakları saklı kalmak kaydıyla tahsil edildiğini, bu nedenle kıdem tazminatının fesih tarihinden diğer alacakar içinde ıslah tarihinden biriken faizlerinin tahsiline karar verilmesini istemiştir
Davalı cevabında, mahkemenin faize hükmetmemesinin usul ve yasaya uygun olduğunu, kesin hükme bağlanan dava gereği faiz talep etmeye hakkı bulunmadığını, ıslah dilekçesinde faiz talep edilmemiş olduğunu, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı tutulmadığını, bu nedenle faiz alacağı talep etmeye yasal olarak hakkı bulunmadıklarını, ayrıca dava konusu taleplerin zaman aşımına uğradığını, davacının faize faiz talep etmesinin temel hukuk kurallarına aykırı olduğunu tüm bu nedenler ile açılan davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece bilirkişi raporundaki hesaplamalar göre alacağın kabulüne karar verilmiştir
Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında işçilik alacaklarında doğan ve bağımsız dava konusu edilen faiz isteğinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalabilmesini ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu “eksik bir borç” haline dönüştürür ve “alacağın dava edilebilme özelliği”ni ortadan kaldırır.
Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu da incelemesi mümkün değildir.
Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkar olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.
Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 131. maddesi gereğince asıl alacak zaman aşımına uğradığından faiz ve diğer ek haklarda zamanaşımına uğrar. Diğer bir deyişle faiz alacağı asıl alacağın tabi olduğu zamanaşımına tabi olur. 818 sayılı Kanun’un 133/2. maddesince alacaklının dava açmasıyla zamanaşımı kesilir. Ancak zaman aşıntının kesilmesi sadece dava konusu alacak için söz konusudur.
Somut olayda, davacının iş sözleşmesinin 30.11.2004 tarihinde feshedildiği ve açtığı işçilik alacaklar davasında 14.10.2008 tarihinde verdiği ıslah dilekçesi ile haklarını saklı tutmadığı gibi faiz talebinde de bulunmadığı anlaşılmış olup yargılama sonunda kesinleşen kararda da ıslah edilen kısımlar için faiz yüriitülmediği görülmüştür. Davacı bu davada ise kesinleşen davada ıslah ile talep etmediği faiz alacaklarını istemektedir. Faiz fer’i alacak olduğuna göre asıl alacak için zamanaşımı süresinin dolması ile faiz açısından da bu sürenin dolduğunun kabulü gerekir. Zamanaşımı süresi alacağın muaccel olduğu tarihten işlemeye başlayacağı dikkate alındığında davacının faiz talep ettiği yıllık izin ve fazla çalışma ücretlerine ilişkin faiz isteği bu davanın açıldığı tarih itibariyle zamanaşımına uğradığından bu alacak kalemleri için istenen faiz istekleıninde zamanaşımına uğradığından reddi gerekir. Ancak kıdem ve ihbar tazmiantı için uygulanan zamanaşımı süresi 10 yıl olup dava tarih itibaryle bu süre henüz dolmadığından bu alacaklara ilişkin faiz isteğinin hüküm altına alınması gerekir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.