Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/23490 E. 2014/35103 K. 10.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/23490
KARAR NO : 2014/35103
KARAR TARİHİ : 10.12.2014

MAHKEMESİ : Bursa 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 19/02/2013
NUMARASI : 2010/792-2013/34

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili; davacının, davalıya ait iş yerinde P.-İş Sendikası üyesi olarak çalıştığını, işverenin sendika üyesi işçilere ayrımcı uygulamada bulunduğunu, istifaya zorladığını, şikayet dilekçelerini geri aldırmaya çalıştığını, fazla çalışmaya zorladığını, mesai saatlerini ve görev yerini sürekli değiştirdiğini, işin sevk ve idaresinde ayrımcılık yaptığını, işten çıkarmakla tehdit ettiğini, İş Kanunu ve Sendikalar Kanunu’nun 31. maddesinin 3. ve 5. fıkralarına aykırı davrandığını ileri sürerek fazlaya ait hakları saklı kalmak kaydıyla 1.500,00 TL sendikal tazminatın davalıdan faiziyle tahsilini istemiştir.
Davalı vekili; davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece,davacının 12.12.2007 tarihinde çalışmaya başladığı, iş sözleşmesinin dava açıldıktan 4 gün sonra 24.08.2010 tarihinde işverence tek taraflı olarak sona erdirildiği, günlük 26,54 TL ücretle çalıştığı, 13.06.2008 tarihinde P.-İş Sendikası üyesi olduğu, işyerinde çalışan ve P.-İş Sendikasına üye 36 işçinin 18-19.06.2008 tarihlerinde, 4 işçinin 20.06.2008 tarihinde, bir işçinin 27.06.2008 tarihinde, diğer bir işçinin 23.06.2008 tarihinde sendika üyeliğinden istifa ettiği, ayrıca 2008 yılı Haziran ayında toplam 54 işyeri çalışanının sendikaya üye olduğu, bunlardan 42’sinin istifa ettiği, P.-İş Sendikası tarafından Bursa 5. İş Mahkemesinin 2008/7 D. İş Sayılı dosyası ile 17-18.06.2008 tarihlerinde iş başı yapmak isteyen 15 işçinin işbaşı yapmak üzere fabrika önüne gelmelerine rağmen işveren tarafından işbaşı yaptırılmadıklarına ilişkin tespit talebinde bulunulduğu, yapılan inceleme sonunda da 12 işçinin işyerinde bekledikleri ve işyerine alınmadıkları yönünde tespit yapıldığı, işyeri yetkilileri O. Bey ve Ş. Hanımın, tüm işçileri bir araya getirerek, işçilere sendikaya üyesi olanların üyelikten çıkmasını aksi taktirde işten çıkartılacaklarını, bırakanların noter masraflarının karşılanacağının beyan ettiği, ertesi gün işyerine noter getirilip, tek tek istifaların alındığı, davacı ve 10-12 kişinin istifa etmediği, davacı harincindeki istifa etmeyen 10-12 kişinin işten çıkartıldığı, sendika üyesi olmayanlara zam yapılıp olmayanlara yapılmadığı hususları değerlendirildiğinde, işverence sendikal nedenlerle ayrımcılık yapıldığı, 4773 sayılı yasa ile değişik mülga 2821 sayılı yasanın 31. maddesindeki sendikal tazminat şartlarının oluştuğu gerekçesiyle bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava tarihinde yürürlükte olan mülga 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 31. maddesinin 3. fıkrasına göre “İşveren, bir sendikaya üye olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında, işin sevk ve dağıtımında, işçinin mesleki ilerlemesinde, işçinin ücret, ikramiye ve primlerinde, sosyal yardım ve disiplin hükümlerinde ve diğer hususlara ilişkin hükümlerin uygulanması veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayırım yapamaz”. keza 5. fıkraya göre “İşçiler, sendikaya üye olmaları veya olmamaları, iş saatleri dışında veya işverenin rızası ile iş saatleri içinde, işçi sendika veya konfederasyonlarının faaliyetlerine katılmalarından dolayı işten çıkarılamaz veya herhangi bir nedenle farklı muameleye tabi tutulamazlar. Aynı maddenin 6. fıkrasının birinci cümlesi uyarınca, işverenin bu fıkra hükümlerine aykırı olarak hareket etmesi halinde, işçinin bir yıllık ücret tutarından az olmamak üzere tazminata hükmedileceği belirtilmiştir. Madde, sendika üyesi veya sendikal faaliyetlerde bulunan işçiye işverenin iş sözleşmesi devam ederken, farklı davranamayacağını, bu sebeple ayrım yapamayacağını belirtmiş ve bunun yaptırımını öngörmüştür.
Somut olayda, işyerinde, bir kısım işçilerin sendikaya üye olmaları üzerine yapılan işten çıkarmaların dava tarihinden yaklaşık 2 yıl önce meydana geldiği, sonrasında sendikal nedenlerle işten çıkarma yapılmadığı, davacının sendika üyesi olduğu halde 2008 yılından sonrada çalışmaya devam ettiği, çalıştığı süre içinde, işyeri müdürünün sendikadan istifa edin işyerinde çalışmaya devam edin şeklindeki dava tarihinden bir yıl önce gerçekleşen konuşması dışında, sendikal nedenle davacıya baskı yapıldığına dair delil bulunmadığı,bu olayında dava tarihinden bir yıl önce gerçekleşteği gibi sendika üyesi işçilerinde çalışmaya devam ettikleri, dava açılmadan bir yıl önceki dönemde, sendikal ayrımcılığa ilişkin işverenin bir eyleminin bulunmadığı, davalı tanıklarının sendikalı olmalarına rağmen kendilerine zam yapıldığını, yaptıkları işlerinde vardiya durumuna göre değiştiğini, herkese aynı uygulama yapıldığını beyan etmeleri karşısısında, davacıya sendikalı olduğu sebebiyle zam yapılmadığı ve sürekli işinin değiştirildiği hususunun da ıspatlanamadığı dikkate alındığında, sendikal tazminat şartlarının oluşmadığı düşünülmeden talebin reddi yerine kabulüne dair yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.