Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/22835 E. 2014/34652 K. 08.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22835
KARAR NO : 2014/34652
KARAR TARİHİ : 08.12.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/06/2013
NUMARASI : 2012/249-2013/312

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin 15.01.2006-25.01.2012 tarihleri arasında davalı şirkette aralıksız şekilde son olarak bölge satış yöneticisi olarak çalıştığını, müvekkilinin davalı işveren tarafından yapılan baskı sonucu istifa ettiğini, işçilik alacaklarının ödeneceğinin söylenmesi üzerine ibraname imzaladığını belirterek kıdem tazminatının, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekili, davacının yeni bir iş teklifi alması üzerine kendi isteği ile işten ayrıldığını, talep ettiği alacakları hak etmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, dava konusu kıdem tazminatı ve fazla mesai ücreti alacağı taleplerinin kabulüne, genel tatil ücreti alacağı talebinin reddine karar verilmiştir
Hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının imzasını inkar etmediği istifa dilekçesi ve ibranamenin geçerliliği noktasında toplanmaktadır.
Dosya kapsamında davacı istifa etmesi halinde işçilik alacaklarını alabileceğinin söylenmesi ve yapılan baskılar sonucu istifa ettiğini, davalı işveren davacının kendi el yazısı ile yazıp imzaladığı istifa dilekçesi üzerine iş sözleşmesinin sona erdiğini ve davacının imzaladığı ibranameye göre dava konusu alacakları talep edemeyeceğini savunmuştur. Söz konusu istifa dilekçesi ve ibranameye dair isticvabı sırasında davacının anılan belgeleri iradesinin fesada uğratılarak imzaladığını beyan ettiği, mahkemece imzası davacı tarafından inkar edilmeyen belglere değer verilmeyerek iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğinin kabul edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı asil istifa dilekçesi ve ibranamedeki imzaların kendisine ait olduğunu kabul etmiştir. Davacı istifa dilekçesini ve ibranameyi iradesi fesada uğratılarak verdiği iddiasında bulunduysa da, şahit beyanlarının söz konusu belgelerin baskı altında imzalandığını ispatlar yönde olmadığı, feshe ilişkin olarak davacı şahitleri görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı, davalı şahitlerinin ise davacının kendi isteği ile işten ayrıldığına ilişkin beyanlarına göre istifa dilekçesinin ve ibranamenin davacının iradesi fesada uğratılarak düzenlendiğine dair hiçbir somut bilgi ve delil bulunmaması gözetilerek, söz konusu istifa dilekçesi ve ibranameye değer verilerek davacının kıdem tazminatı ve fazla mesai alacağı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgiliye iadesine, 08.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.