Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/22540 E. 2014/26714 K. 01.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22540
KARAR NO : 2014/26714
KARAR TARİHİ : 01.10.2014

MAHKEMESİ : İzmir 10. İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/05/2014
NUMARASI : 2013/700-2014/258

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, inceleme raporunun çalışanların tek taraflı beyanları doğrultusunda dayanaksız ve objektif olmayacak şekilde tanzim edildiği, yazılı olarak ifadesine başvurulan çalışanların özellikle fazlaya çalışmaya ilişkin alacaklarını aldığını, ücretlerinde kesinti yapılmadığını, ödenmeyen alacaklarının bulunmadığını beyan ettiklerini, bir kısım çalışanlar yönünden fazla çalışma gerekçesiyle tanzim edilen 1.293,00 TL idari para cezasının ve fazla çalışma süresinin karşılığı olarak tespit edilen ücret alacağının farazi ve dayanıksız olması sebebiyle kabulünün mümkün olmadığını, hal böyleyken müfettiş tarafından yazılı beyanların aksine olacak şekilde üstelik yazılı ifadesini almadığı çalışanlar için de geçerli olmak üzere fazla çalışma yapıldığı yönünde hatalı bir tespitte bulunulduğunu, bu sebeple haksız ve tek taraflı olarak tanzim edilen inceleme raporuna istinaden müvekkili şirket aleyhine para cezasına hükmedilmesinin hukuka ve usule aykırılık taşıdığını belirterek İzmir İş Teftiş Grup Başkanlığı tarafından düzenlenen tek taraflı ve dayanaksız 22.02.2013 tarih ve 9778-İ-12 sayılı inceleme raporu’nun itirazlarının doğrultusunda raporun iptaline, müvekkili şirket aleyhine tanzim edilen toplam 6.997,00 TL idari para cezası ve inceleme raporu sebebiyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacı İ.. Gıda İnş. Tur. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından açılan iş bu davanın görev yönünden reddi gerektiğini, çünkü davacı şirket tarafından açılan idari para cezasına itiraz davasını 4857 sayılı İş Kanunu’nda yer alan hizmet sözleşmesine dayanmamakla birlikte anılan şirket ile Bakanlık arasında 4857 sayılı Kanun uyarınca işçi-işveren ilişkisinin bulunmadığını, iptali talep edilen Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü İzmir Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün 16.08.2013 tarihli davacı şirket aleyhine uygulanan idari para cezası tebligat evrakında davaya konu edilen idari işleme karşı 5326 sayılı Kabahatlar Kanunu’nun 27/1 maddesi uyarınca yetkili Sulh Ceza Mahkemelerine itiraz edilebileceği bu süre içerisinde itiraz edilmemiş ise idari para cezasının kesinleşeceği açıkça belirtilmiş olmasına rağmen davacı tarafından idari işlemin iptali için açılan davanın görev yönünden reddi gerektiğini, ayrıca idari para cezası ile ilgili olarak onbeş günlük kesin süre içinde yetkili Sulh Ceza Mahkemesine itiraz edilebileceğini, davacı tarafından davaya konu olan idari para cezasının da ödendiğini belirterek, davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, işbu dava ile hem İ.. İş Teftiş Grup Başkanlığı tarafından düzenlenen 22.02.2013 tarih 12 sayılı inceleme raporunun iptalini, hem de davacı şirket aleyhine tanzim edilen toplam 6.977,00 TL idari para cezası ve inceleme raporu sebebi ile borçlu olmadığının tespitinin talep edildiğini ancak mahkemenin İş Müfettişince uygulanması gerektiğini tespit ettiği idari para cezası yönünden görevli olmadığını, İş Müfettişi raporunda tespit edilen, fazla çalışma ücretlerinin ve hafta tatili ücretlerinin ödenmemesi hususu ise işçiler tarafından işverene karşı açılması muhtemel alacak davasında tartışılması gerektiğinden, bu tespitlerin 4857 sayılı Kanun’un 92. maddesinin 3. fıkrasında yer alan işçi alacağı kapsamında değerlendirilmesine imkan bulunmadığı gerekçesiyle davanın, reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Dosya kapsamına göre davacı tarafa ait işyerinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişlerince 06.02.2013-11.02.2013 tarihleri arasında yapılan teftiş sonucu işyerindeki çalışma şartlarına dair rapor düzenlendiği ve bu raporun davacıya tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Davanın kanuni dayanağı 4857 sayılı İş Kanunu’nun 92. maddesidir. Anılan maddenin 3. fıkrasında “…Çalışma hayatını izleme, denetleme ve teftişe yetkili iş müfettişleri tarafından tutulan tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Kanun’un açık hükmüne göre iş müfettişlerince düzenlenen raporlar aksi ispatlanıncaya kadar geçerli belgelerdir. Bu raporlarda tespiti yapılan hususlar ilgili taraf için mükellefiyetler doğurabileceğinden davacı işverenin hukuki menfaatinin etkilenmesi ihtimali söz konusu olduğu gibi teftiş raporunda ismi geçen işçilerinde hukuki menfaatini etkileyecektir. Bu sebeple mahkemece hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında teftiş raporunda ve tutanakların da ismi geçen işçiler de davaya dahil edilerek taraflarca dayanılan tüm deliller toplanarak oluşan sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 01.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.