Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/22469 E. 2014/26692 K. 01.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22469
KARAR NO : 2014/26692
KARAR TARİHİ : 01.10.2014

MAHKEMESİ : Antalya 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 05/11/2012
NUMARASI : 2009/340-2012/669

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalının Kepez Belediyesinde işçi olarak çalışmakta iken emekliliğinin gelmesi üzerine başkanlık makamının oluru ile 14.10.2006 tarihi itibariyle emekli edildiğini, davalının belediyeden alması gereken kıdem tazminatı ve izin ücreti alacaklarının tamamını aldığını davalının belediyeden hiçbir alacağının kalmadığını, davalı belediyede şoför olarak çalışmakta iken belediye aracıyla karıştığı bir kazadan ötürü davalıya ve müvekkiline tazminat davası açıldığını, 42.350.00 TL tazminat ödenmeye mahkûm edildiklerini, bu paranın yarısının tahsili için davalıya rücu’an alacak davası açıldığını davalı da sırf kötüniyetli olarak kıdem tazminatı alacağı kalmamasına rağmen Antalya 2 İcra Müdürlüğünde takip başlattığını kanuni sürede itiraz verilmediği için belediyenin banka hesabına haciz konularak tahsil edildiğini ve toplam 34.078.14 TL’nin tahsil edildiğini beyanla davalı tarafından icra takibi yoluyla haksız olarak tahsil edilen 34.078.14 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekilleri davacının hiçbir hukuki karar verilmeden müvekkilinin hakkı olan parayı keserek hukuka aykırı davrandığını, ortada kesinleşmiş herhangi bir kararın bulunmadığını, davacının müvekkilinin emeklilik haklarına el koyabilmesi için de bir yargı kararına ihtiyaç olmasına rağmen davacı hiçbir karara ihtiyaç duymadan önce sözkonusu alacağı ödemeyi geciktirdiğini, davacının kazada hiçbir kusurunun olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı kıdem tazminatını davacı belediyeden almış olmasına rağmen icra takibi başlatmak suretiyle kanuni sürede itiraz edilmemesi üzerine davacı belediyenin banka hesabından haciz yoluyla yeniden tahsilat yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı belediyenin davalı işçiden alacaklı olup olmadığı taraflara arasında uyışmazlık konusudur.
Dosya içeriğine göre, davalının emekli olup 40.618,04 TL’lik bir kıdem tazminatı hakkı olduğu, bu hakkın davacı tarafından 23.430,16 TL ve 17.187,88 TL şeklinde ödendiği, daha sonra davalı ile davacı hakkında davacının kaza ile ölüme sebebiyet verdiği gerekçesiyle ölenin yakınlarınca maddi ve manevi tazminat davası açıldığı, bu davada 10.638,87 TL maddi tazminat, 750,00 TL manevi tazminata hükmedildiği, hak sahiplerinin bu ilamı kesinleşmeden takibe koydukları ve davacı tarafından tüm yargılama giderleri ve masraflar dahil 42.350,04 TL ödendiği, bunun üzerine davacı tarafından davalıya karşı Toplu İş Sözleşmesi gereğince ödemenin %50’sinden sorumlu olduğu gerekçesiyle rücu’an tazminat davası açıldığı, davalı tarafından ödenen bedelin yarısı ve işlemiş faiz tutarı olarak 23.436,16 TL ödendiği, bu arada hak sahiplerince açılan davanın Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2005/13838 – 2006/13830 sayılı kararıyla bozulduğu ve bozma neticesinde mahkemece 289,74 TL maddi ve 750,00 TL manevi tazminata hükmedildiği ve bu kararın Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2009/12389 – 2010/8178 sayılı kararıyla onandığı, davacı tarafından açılan rücuan tazminat davasının ise normal tazminat davasında sorumluluk miktarlarının değiştiği ve ayrıca davalı tarafından ödenen 23.436,16 TL’lik tutarın sorumlu olunan tutarı fazlasıyla karşıladığı gerekçesiyle reddedildiği, bu kararın da kararın Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2012/11119 – 2013/10052 sayılı kararıyla onandığı görülmektedir.
İnceleme konusu dava ise, menfi tespit ve istirdat davasıdır. Yukarıda açıklanan safahattan sonra davalı tarafından 24.350,00 TL eksik ödenen kıdem tazminatı ve işlemiş faizi yönünden davacı hakkında takip yapıldığı, takibe itiraz edilmeyerek takibin kesinleştiği ve neticede davacı tarafından 34.078,14 TL ödeme yapıldığı, davacının da bu ödemenin iadesini istediği anlaşılmaktadır.
Davacının, davalının karıştığı kaza sebebiyle ölenin hak sahiplerine icra takibi neticesinde ödeme yaptığı ve bunun yarısının davalının sorumluluğunda olduğunu iddia ettiği belirlenmektedir. Bununla birlikte yukarıda açıklanan süreçte Yargıtay tarafından ölenin hak sahiplerince açılan davanın bozulması neticesinde davacı ile davalının sorumlu olduğu miktarın değiştiği anlaşılmaktadır. Bu husus dikkate alınarak davacının talebinin değerlendirilmesi gerekirken bunun yapılmaması isabetsizdir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.