Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/2161 E. 2014/2358 K. 14.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2161
KARAR NO : 2014/2358
KARAR TARİHİ : 14.02.2014

MAHKEMESİ : Ankara 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 08/11/2013
NUMARASI : 2012/977-2013/894

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 01.02.2012 tarihinde satış müdürü olarak çalışmaya başladığını, iş sözleşmesinin 09.08.2012 tarihinde usulsüz olarak tebliğ olunan fesih bildirimi ile haklı/geçerli nedene dayanmadan feshedildiğini, performans düşüklüğü gerekçesinin gerçeği yansıtmadığını, savunmasının alınmadığını ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, boşta geçen süre ücret ve diğer haklar ile işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminatın belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin performans düşüklüğü nedeni ile feshedildiğini, davacının iş yerindeki hizmet süresinin 6 aydan az olması nedeniyle işe iade davasının koşullarının oluşmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davalı nezdinde 01.02.2012 tarihinden itibaren işçi olarak çalışmaya başlayan davacının 27.07.2012 tarihli fesih bildirim yazısının kendisinin de işte olduğu 30.07.2012 tarihinde TK nun 21. maddesi gereğince tebliğ edildiği, fesih bildiriminin işçiye ulaştığı kabul edilen tarihte 5 ay, 29 gününün dolmuş olduğu, davalının Sosyal Güvenlik Kurumuna yaptığı sigortalık son bildirim süresi olan 31.07.2012 tarihine kadar davacının hizmet süresinin önceden bildirim yapılsa dahi var sayılması gerektiği, neticeten; 01.02.2012 ile Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirim sonu olan 31.07.2012 tarihi arasında 6 aylık kıdem süresini tamamlamış sayılan, tebligat itibariyle ise dava hak düşümü süresi başlayan davacının iş akdinin feshinde bildirilen sebeplerle beraber birlikte değerlendirildiğinde, MK’nun 2. maddesinde tarif edilen hakkın kötüye kullanılması ve dürüstlük kuralı göz önünde tutulduğunda davacının, davalı iş yerindeki hizmetlerinin 4857 sayılı Kanun’un 18. maddesindeki 6 aylık süreyi doldurmuş olarak kabulü gerektiği, ayrıca performans düşüklüğü sebebiyle iş akdi feshedilen davacının feshi öncesi yasal olan savunma imkanı tanınmamış olduğu, bu sebeple de feshin şeklen geçersiz sayılması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi için fesih bildirimin yapıldığı tarihte aynı işverene ait işyeri veya işyerlerinde fasılalı da olsa iş ilişkisine dayalı kıdeminin en az altı ay olması gerekir. Kanun altı aylık kıdemi olan işçilerin iş güvencesinden yararlanacaklarını öngördüğüne göre, bu sürenin fesih bildiriminin işçiye ulaştığı tarihte doldurulmuş olması şarttır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı işçinin davalıya ait işyerinde 01.02.2012 tarihinde satış müdürü olarak çalışmaya başladığı, davalı işverence 27.07.2012 tarihli fesih bildirimi ile iş sözleşmesinin performans düşüklüğü sebebi ile İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleri uyarınca feshedildiği anlaşılmaktadır. Davacının davalı işveren nezdinde hizmeti altı aydan az olup iş güvencesinden yararlanma şartı gerçekleşmemiştir. Bu durumda, işe iade talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 30,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 14.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.