Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/21525 E. 2014/25005 K. 23.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21525
KARAR NO : 2014/25005
KARAR TARİHİ : 23.09.2014

MAHKEMESİ : Ankara 12. İş Mahkemesi
TARİHİ : 11/07/2013
NUMARASI : 2011/971-2013/616

Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar, davacının iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalılar temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Uyuşmazlık iş sözleşmesinin işveren tarafından feshinin haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin II. bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığında işverenin haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Yine aynı maddenin II. bendinin (d) alt bendinde, işçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması işverene haklı fesih imkanı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere kanundaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkanı tanımaktadır. Sataşma, sadakat borcuna aykırılığın özel bir hali olarak kabul edilmektedir. Sataşma söz veya fiili tecavüz anlamına gelen bir harekettir.
Dosya kapsamına göre, özel güvenlikçi olan davacının, olay günü iş saatinde işyerinde kadın çalışana yönelik sözlü sataşmada bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının davranışı ve olayın oluş şekli işveren tarafından olayın akabinde düzenlenen tutanak içeriği ile sabittir. Bu durumda işverence yapılan fesih haklı sayılmalıdır. Mahkemece ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Davalı tarafça, bir kısım işçilik alacaklarının banka kanalıyla davacıya ödendiği savunulmuş ve dosyaya banka kayıtları sunulmuştur. Mahkemece davacı işçiden davalının ödemeye ilişkin savunmasına ve sunulan belgeye diyecekleri sorulup, ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılmadan eksik inceleme ile karar verilmiş olması hatalıdır.
4-Davacı tarafça, Ekim/2011 ayına ait kısmi ücret alacağınınn hesaplanması ve hükümaltına alınması talep edilmiştir. Ancak Mahkemece, söz konusu ay tam çalışılmış gibi hesaplama yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesindeki taleple bağlılık kuralına aykırıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 23.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.