YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21464
KARAR NO : 2014/27869
KARAR TARİHİ : 15.10.2014
MAHKEMESİ : Şanlıurfa 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 08/05/2014
NUMARASI : 2013/257-2014/258
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, boşta geçen süre ücret ve diğer haklar ile işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminatın belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, iş sözleşmesinin işletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplere dayalı olarak alınan işletmesel kararlar sonucunda norm kadro uygulamasına dayalı olarak geçerli sebeplerle feshedildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, geçeri nedenle fesih şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18.maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış olanaklarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini olanaksız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Dosya içeriğine göre,davacının L.. Çimento San. Tic. A.Ş.’ye ait işyerinde 19.04.2002-12.03.2012 tarihleri arasında puantör olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin 12.03.2012 tarihli fesih bildirimi ile, yeniden yapılanma ve norm kadro çalışması nedeniyle 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. ve 18. md. gereğince feshedildiği, mahkemece verilen ilk kararın, “…davacı vekili tarafından açılan işe iade davasında davalı olarak Ş.. F..nın hasım olarak gösterildiği ve mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacının Ş.. F..nda işe iadesine dair karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafından açılan işe iade davasının davalısının L.. Çimento San. Tic. A.Ş. olması nedeniyle öncelikle davanın bu şirkete yöneltilmesi ve taraf teşkilinin sağlanması gerekmektedir. Dosya kapsamına göre davalı vekili tanık dinlenmesi ve keşif talebinde bulunmuş ise de, mahkemece bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu nedenle mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Öncelikle davalı şirkette davaya konu olan işletmesel karar nedeniyle kaç kişinin iş sözleşmesinin feshedildiği, fesih tarihinden önce ve sonra davalı şirkete işçi alınıp alınmadığı, alınmış ise sayısının ve işçilerin niteliklerinin de araştırılması gerekmektedir. Davalı şirketin gerçekten kadro azaltılmasına gitmesini gerektiren sebepler bulunup bulunmadığı, varsa bu sebeplerin başka çözümler üretilerek giderilebilip giderilemeyeceği, giderilemezse iş sözleşmesi feshedilen işçilerin başka bölümlerde veya davalıya ait başka işyerlerinde değerlendirilme imkanı olup olmadığı, feshe son çare olarak başvurulup bulunulmadığı hususlarının araştırılması gerekmektedir. Davalı tanıkları dinlenmeli, gerekirse uzman bilirkişiler tarafından davalı şirket kayıtları üzerinde keşfe gidilerek inceleme yapılmalı, tespit edilen hususlara göre ayrıntılı denetime elverişli bilirkişi raporu düzenlenmelidir. Bu eksiklikler giderildikten sonra edinilecek kanaate göre hüküm kurulmalıdır.” gerekçesiyle bozulduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda, bozma ilamı doğrultusunda alınan ve hükme esas teşkil eden bilirkişi raporunda, işyerine yeni işçi alımı yapılmadığı, işe giriş yaptığı kayıtlarda görülen 90 işçinin işverene ait başka işyerlerinden nakil geldikleri tesbit edilmiştir. İşletmesel karar gereği yeniden yapılanma sonucu oluşan istihdam fazlalılığı nedeniyle yapılan fesihlerde, geçerli nedenle fesih şartlarının oluştuğu, ancak, işverence fesih tarihi ve buna yakın tarihlerde davacı ile aynı işi yapan yeni işçi alımı yapılması halinde fesih gerekçesiyle çelişkiye düşüleceğinden, feshin geçersiz olacağı hususu Dairemizin yerleşmiş içtihatları ile sabittir. Dosyaya, işe alınan işçilerin nakil geldiklerine dair belgeler tam olarak getirtilmemiştir. Hal böyle olunca, mahkemece iş sözleşmesinin feshedildiği tarihten altı ay öncesi ve altı ay sonrasına ait davalı işyerinde çalışan işçileri gösterir kayıtlar ile bu dönemde işe yeni alınan işçilerin, işe alınmadan önceki çalıştıkları işyerlerine ait belgeler ve bu işçilerin nakil geldiğine dair belgeler ile yeni işe alınan işçilerin hangi bölüme hangi işi yapmak için alındıklarına dair belgeler, Sosyal Güvenlik Kurumu ve davalıdan istenerek, özellikle naklen geldiği iddia edilen işçilerin nakil gelmeden önce ne zaman işe alındıkları, işe alınma tarihlerinin fesih tarihine yakın olup olmadığı araştırılarak,bu işçilerin yeni işe alınan işçiler statüsünde olup olmadıkları belirlendikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine 15.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.