Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/21449 E. 2014/28090 K. 16.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21449
KARAR NO : 2014/28090
KARAR TARİHİ : 16.10.2014

MAHKEMESİ : Şanlıurfa 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 08/05/2014
NUMARASI : 2013/385-2014/259

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, boşta geçen süre ücret ve diğer haklar ile işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminatın belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, iş sözleşmesinin işletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplere dayalı olarak alınan işletmesel kararlar sonucunda norm kadro uygulamasına dayalı olarak geçerli sebeplerle feshedildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, geçerli nedenle fesih şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış olanaklarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini olanaksız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığım iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Dosya içeriğine göre, davacının L.. Çimento San. Tic. A.Ş.’ye ait işyerinde 04.06.2002-12.03.2012 tarihleri arasında üretim işçisi olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin 12.03.2012 tarihli fesih bildirimi ile yeniden yapılanma ve norm kadro çalışması nedeniyle 4857 sayılı Kanun’un 17. ve 18. maddeleri gereğince feshedildiği, ilk kararın Dairemizce, “Dosya kapsamına göre davalı vekili tanık dinlenmesi ve keşif talebinde bulunmuş ise de, mahkemece bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu nedenle mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Bu sebeple öncelikle davalı tarafın gösterdiği tanıklar dinlenmeli, bir makine mühendisi, bir endüstri mühendisi ve bir insan kaynakları uzmanından oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla işyerinde keşif icra edilerek; dava konusu işyerinde yönetim kurulunca oluşturulan işletmesel kararın uygulanıp uygulanmadığı, bu uygulama sonucunda işgücü fazlalığı meydana gelip gelmediği, davacı işçinin başka bir bölümde değerlendirilme imkanının olup olmadığı, fesihten önce ve sonra davacının yapabileceği işler için aynı nitelikte yeni işçi alınıp alınmadığı, davacının yaptığı işin fesihten sonra kim tarafından yapıldığı, işyerinde taşeron şirket elemanlarının davacının yaptığı işte çalıştırılıp çalıştırılmadığı kısaca feshin son çare olarak uygulanıp uygulanmadığı belirlenmeli, sonucuna göre feshin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığına karar verilmelidir. Bu eksiklikler giderildikten sonra edinilecek kanaate göre hüküm kurulmalıdır.” gerekçesiyle bozulduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda, bozma ilamı doğrultusunda alınan ve hükme esas teşkil eden bilirkişi raporunda, işyerine yeni işçi alımı yapılmadığı, işe giriş yaptığı kayıtlarda görülen 90 işçinin işverene ait başka işyerlerinden nakil geldikleri tesbit edilmiştir. İşletmesel karar gereği yeniden yapılanma sonucu oluşan istihdam fazlalılığı nedeniyle yapılan fesihlerde, geçerli nedenle fesih şartlarının oluştuğu, ancak, işverence fesih tarihi ve buna yakın tarihlerde davacı ile aynı işi yapan yeni işçi alımı yapılması halinde fesih gerekçesiyle çelişkiye düşüleceğinden, feshin geçersiz olacağı hususu Dairemizin yerleşmiş içtihatları ile sabittir. Dosyaya, işe alınan işçilerin nakil geldiklerine dair belgeler tam olarak getirtilmemiştir. Hal böyle olunca, mahkemece iş sözleşmesinin feshedildiği tarihten altı ay öncesi ve altı ay sonrasına ait davalı işyerinde çalışan işçileri gösterir kayıtlar ile bu dönemde işe yeni alınan işçilerin, işe alınmadan önceki çalıştıkları işyerlerine ait belgeler ve bu işçilerin nakil geldiğine dair belgeler ile yeni işe alınan işçilerin hangi bölüme hangi işi yapmak için alındıklarına dair belgeler, Sosyal Güvenlik Kurumu ve davalıdan istenerek, özellikle naklen geldiği iddia edilen işçilerin nakil gelmeden önce ne zaman işe alındıkları, işe alınma tarihlerinin fesih tarihine yakın olup olmadığı araştırılarak, bu işçilerin yeni işe alınan işçiler statüsünde olup olmadıkları belirlendikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.