Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/21279 E. 2014/23387 K. 09.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21279
KARAR NO : 2014/23387
KARAR TARİHİ : 09.09.2014

MAHKEMESİ : Ankara 11. İş Mahkemesi
TARİHİ : 19/02/2014
NUMARASI : 2013/1434-2014/171

Hüküm süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiştir.
Aynı davalıya karşı açılmış olan ve Dairemize seri olarak yansıyan dosyalar arasında eldeki dosyaya ait mahkeme kararı Dairemize ait 19.11.2013 tarih 2013/14228 esas, 2013/25528 karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Yargıtay iş dairelerinin yoğun işi yükü tüm yargı çevrelerince de bilinmektedir. Söz konusu bozma ilamı aynı seriye ait başka bir grup dosyaya ilişkin olup, kalem hatası sonucu sehven bu dosyaya ait imiş gibi mahkemesine gönderilmiştir. Bozma ilamı bu dosyaya ait olmadığından mahkemece bozmaya uyulması ilgili taraf için usuli müktesep hak teşkil etmez. Belirtilen nedenlerle Dairemize ait 19.11.2013 tarih 2013/14228 esas, 2013/25528 karar sayılı kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.
Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmaksızın işveren tarafından sona erdiğini ileri sürerek, davalıdan ücret, fazla mesai ve bakiye süre ücreti alacağının ödetilmesi talebinde bulunmuştur.
Davalılar vekili ise, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taleplerin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının iş sözleşmesinin belirli süreli kabul edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Belirli süreli iş sözleşmesinden söz edilebilmesi için sözleşmenin açık veya örtülü olarak süreye bağlanması ve bunun için objektif nedenlerin varlığı gerekir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 11. maddesinde, “İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılır. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir. Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir sebep olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir. Esaslı nedene dayalı zincirleme iş sözleşmeleri, belirli süreli olma özelliğini korurlar” şeklinde düzenleme ile bu konudaki esaslar belirlenmiştir.
İş ilişkisinin süreye bağlı olarak yapılmadığı hallerde sözleşmenin belirsiz süreli sayılacağı vurgulanarak ana kural ortaya konulmuştur. İş sözleşmelerinin belirsiz süreli olması asıl, belirli süreli olması istisnadır. Yasada belirli süreli işlerle, belirli bir işin tamamlanması veya belli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak belirli süreli iş sözleşmesi yapılabilecektir.
Belirli iş sözleşmesinin varlığının kabulü için hangi durumların objektif neden olarak kabul edilebileceği 4857 sayılı Kanun’un 11. maddesinde örnek kabilinden sayılmıştır: İşin niteliği gereği belirli bir süre devam etmesi, belirli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması, kanunda gösterilen bu nedenler tahdidi olarak değil; örnek kabilinden verilmiş; benzer hallerde belirli iş sözleşmesi kurulması imkanı açık tutulmuştur. Zira, söz konusu hükümde açık olarak “…gibi objektif koşullara bağlı olarak” ifadesine yer verilmiştir.
Türk hukuk mevzuatında, belirli iş sözleşmelerinin yapılmasını zorunlu kılan veya buna imkan sağlayan düzenlemeler de bulunmaktadır. Örneğin, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 9. maddesinin 1. fıkrasına göre, kurumlarda çalışan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler ile kurucu veya kurucu temsilcisi arasında yapılacak iş sözleşmesi, en az bir takvim yılı süreli olmak üzere yönetmelikle belirtilen esaslara göre yazılı olmak üzere belirli süreli yapılır. Böylece, iş sözleşmesinin özel okul öğretmenler, müdür ve diğer yöneticileri ile yapılacak iş sözleşmelerinin belirli süreli olması ve bir yıldan az süreli olmaması zorunludur.
4857 sayılı Kanun’un 11. maddesinin 2 ve 3. fıkralarında zincirleme yapılan belirli süreli iş sözleşmelerinin esaslı bir nedene dayanması halinde belirli süreli olma özelliğini koruyacağı; aksi takdirde belirsiz süreli iş sözleşmesi sayılacağı düzenlenmiştir. Belirli süreli iş sözleşmesinin yapılmasının objektif nedeni varsa ve bu neden devam ediyorsa veya yeni bir sebep ortaya çıkmışsa belirli süreli iş sözleşmeleri yenilenebilir şeklinde değerlendirilmelidir. Zincirleme iş sözleşmelerini belirli süreli niteliğini koruyabilmeleri için her birinde aranan objektif nedenlerin aynı olması da şart değildir.
Somut olayda, taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesi belirli bir zaman dilimi ile sınırlandırılmış ise de, iş sözleşmesinde açıkça sözleşmenin belirsiz süreli olduğu belirtildiği gibi, davacının yaptığı iş dikkate alındığında iş sözleşmesinin belirli süreli olarak yapılmasında objektif bir neden bulunmadığından, hükme dayanak bilirkişi raporunda iş sözleşmesinin belirli süreli olarak kabulü ile alacakların tespiti isabetli görülmemiştir.
Davacı, dava dilekçesinde ve aşamalarda iş sözleşmesinin hangi tarihte feshedildiğini açıkça belirtmemiştir. Dosya içerisindeki sair belge ve bilgilerden, iş sözleşmesinin hangi tarihte sona erdirildiği de anlaşılamamaktadır. Mahkemece, davacının iş sözleşmesinin ne zaman feshedildiği taraflardan sorularak tespit edilmeli, işe giriş ve işten çıkış bildirgeleri dosyaya getirtilmeli, iş sözleşmesinin ne zaman feshedildiği kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptandıktan sonra, iş sözleşmesinin belirsiz süreli olduğu hususu da göz önünde bulundurularak alacaklar yeniden belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 09.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.