Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/21234 E. 2014/29030 K. 23.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21234
KARAR NO : 2014/29030
KARAR TARİHİ : 23.10.2014

MAHKEMESİ : İzmir 6. İş Mahkemesi
TARİHİ : 06/05/2013
NUMARASI : 2012/137-2013/213

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin davalı işveren nezdinde 30.04.2008 tarihinden itibaren Arge Yazılım Bölümünde uzman olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin şirketin sürüm ve satış olanaklarının azalması ve içerisinde bulunduğu ekonomik durum sebebiyle işlerin daralması, bazı bölümlerin kapanması gibi bir dizi önlemlerin alınması zarureti gerekçesi ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17 ve 18. maddeleri kapsamında 11.01.2012 tarihinde ihbar süresi verilmeksizin sona erdirildiğini, her türlü kanuni hakkın ödeneceğinin kabul ve beyan edilmiş olmasına rağmen ödeme yapılmadığını iddia ile kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma, genel tatil ve ücret alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının 11.01.2011 tarihinde iş sözleşmesinin kendileri tarafından 4857 sayılı Kanun’un 17. ve 18. maddeleri kapsamında feshedildiğini, alacağının olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Söz konusu alacakların ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de iddia edilen dönemlerde çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da şahitle ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan şahitlerin anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre yargılama sırasında dinlenen tanık beyanlarına itibarla davacının fazla çalışma alacağı talebi kabul edilmiş ise de beyanları hesaplamaya esas alınan davacı tanığının davalı ile husumetli olduğu anlaşılmış, davacının fazla mesaiye yönelik iddiası hakkında inandırıcılığı yeterli bulunmayan tanık beyanından başka delil ibraz ve ikame etmemiş olması karşısında, davacının fazla mesai iddiasını kanıtlayamadığı kabul edilerek bu iddiaya dayalı fazla mesai ücreti talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacı dava dilekçesi ile 10.252,00 TL kıdem tazminatı talep etmiştir. Bilirkişi raporu ile davacının talep edebileceği kıdem tazminatı miktarının 9.861,56 TL olduğu belirlenmiştir. Davacının ıslah dilekçesinde kıdem tazminatı talep miktarını değiştirerek bilirkişi raporu uyarınca belirlenen düşük miktar üzerinden talep ettiği anlaşılmaktadır. Islah yolu ile talebin daraltılması mümkün değildir. Ayrıca talebin daraltılması davalı tarafın muvafakatine bağlı olup, davalı bu hususta muvafakat etmemiştir. Bu halde mahkemece, bu miktarın reddi ile davalı yararına vekalet ücreti takdiri gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi hatalıdır.
4-Hüküm kısmında ihbar tazminatı yerine ikinci kez kıdem tazminatı talebinin hüküm altına alınmış olması da hatalı olup kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.