Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/21197 E. 2014/28603 K. 21.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21197
KARAR NO : 2014/28603
KARAR TARİHİ : 21.10.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 02/06/2014
NUMARASI : 2013/426-2014/268

DAVA : Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı, ikramiye alacağı ile prim alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş ve davalı avukatınca duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 21.10.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat Y.. R.. ile karşı taraf adına Avukat A.. C.. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalıya ait işyerinde 14.01.2000-06.08.2010 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin emeklilik sebebi ile sona erdiğini, fesih sonrasında işveren tarafından kıdem tazminatı, yıllık izin ücret alacağı ve Ağustos ayı ücreti ödenmiş ise de, aylık brüt 3.479,00 TL ücret ile çalışmasına rağmen, kıdem tazminatının 2.517,01 TL brüt ücret üzerinden hesaplandığını, kendisine ödenen bedeller yönünden vekili aracılığı ile feragatname ve ibraname verdiğini ise de verilen bu belgelerin ödenen miktarlar yönünde geçerli olduğunu, ayrıca işyerinde yılda dört ikramiye ile bir aylık prim ödenmesi yönünde işyeri uygulaması bulunduğu, 2007, 2008, 2009 yıllarına ait ikramiye alacağı ile, 2008 yılına ait prim alacağının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı fark alacağı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı işveren vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dosya içeriğine göre davacı, fark kıdem tazminatı ile prim ve ikramiye alacaklarının tahsili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Davacının temyizi üzerine, Dairemizin 25.12.2012 tarihli kararı ile davacının diğer temyiz itirazları rededilerek, prim alacağının kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuştur. Mahkemece, Yargıtay bozma ilamına uyulduktan sonra fark kıdem tazminatı ile prim ve ikramiye alacaklarının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bozma ilamı dışında kalarak kesinleşen fark kıdem tazminatı ile ikramiye alacağı yönünden önceki hükmün aynen kurularak reddedilmesi gerekirken, anılan alacakların da kısmen kabulüne karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık da, bozmadan sonra ıslah yapılıp yapılamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Bozma kararından sonra yapılan yargılama sırasında, davacı davasını ıslah etmiş ve mahkeme de bu ıslahı dikkate alarak hüküm kurmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 177. (mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 84.) maddesinde belirtildiği üzere, ıslah tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir. Mahkemece, tahkikat aşamasının tamamlanmasının ve karar verilmesinin ardından verilen bozma kararından sonraki yargılama aşamasında ıslah yapılması mümkün değildir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 04.02.1948 gün ve 10/3 sayılı kararında da ifade edildiği üzere, Yargıtay bozma kararından sonra ıslah yapılamaz.
Mahkemece bu husus göz ardı edilerek bozmadan sonraki yargılama aşamasında yapılan ıslah dikkate alınarak hüküm kurulması da isabetsizdir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.