Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/2031 E. 2014/2462 K. 17.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2031
KARAR NO : 2014/2462
KARAR TARİHİ : 17.02.2014

MAHKEMESİ : Ankara 15. İş Mahkemesi
TARİHİ : 07/11/2013
NUMARASI : 2013/271-2013/816

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili müvekkilinin 1993 yılı Ekim ayında Karaali Belediyesi’nde işe başladığını, 20.08.2009 tarihine kadar burada çalıştığını, Karaali Belediyesi’nin Gölbaşı Belediyesi ile birleştiğini ve müvekkilinin 20.08.2009 tarihinde Gölbaşı Belediyesi’ne bağlı olarak çalışmaya başladığını, ardından da Sağlık Bakanlığı’na geçiş yaptığını, işçi olarak mesai saatleri içinde verilen her işi yaptığını, yaz aylarında mesai saatlerinin daha uzun olduğunu, izin kullanmadığını, belediye tarafından verilmesi gereken bazı hakların da verilmediğini belirterek tasarrufu teşvik ve nema alacağı, ikramiye alacağı, yakacak yardımı, bayram harçlığı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, fazla mesai ücreti, elbise yardımı, teşvik primi, yıllık izin ücreti alacaklarını davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının Gölbaşı Belediyesi’nde ve Karaali Belediyesi’nde toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre değil hizmet sözleşmesi hükümlerine göre çalıştığını, davacının maaşından kesinti yapılmadığını, bu sebeple nema alacağının bulunmadığını, davacının hizmet sözleşmesine dayalı olarak çalışması sebebiyle ikramiye, yakacak yardımı, bayram harçlığı ve teşvik primi alacaklarının bulunmadığını, fazla mesai yapmadığını, yıllık izinlerini kullandığını, davacıyla imzalanan hizmet sözleşmesinde, giyim yardımının, belediyenin takdirinde olduğunun yazılı olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece bilirkişi hesaplamaları dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesi tarafından yapılan temyiz incelemesinde davacı tarafından dava dilekçesi ile talep edilmediği halde davacı lehine ilave tediye alacağına karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile kararın bozulmasına hükmedilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulması ve davacının bozma konusu ilave tediye alacağına ilişkin olarak açtığı davanın asıl dava ile birleştirilmesine karar verilmesi sonrası davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekilince süresinde temyiz edilmiştir.
Anayasa’nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde belirtilen hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Kamu düzeni ile ilgili olan bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur.
Yargılamanın hukuka uygun ve sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunmanın özgürce ileri sürülebilmesi ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile imkanlıdır. Hasımsız davalar hariç olmak üzere, dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati karşı tarafa tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan davaya bakılamaz ve yargılama yapılamaz.
Davanın tarafları ile vekillerinin davaya ilişkin işlemleri öğrenebilmesi için, tebligatın davanın taraflarına usulüne uygun olarak yapılması, duruşma gün ve saatinin kendilerine bildirilmesi gerekmektedir. Duruşma günü ile tebligatın yapıldığı tarih arasında makul bir süre olmalıdır. Aksi takdirde tarafların hukuksal hakları kısıtlanmış olur.
Dosya içeriğine göre, birleşen davanın asıl davadan bağımsız olduğu, birleşen davada dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeksizin savunma hakkı kısıtlanarak birleşen dava konusu alacak hakkında karar verildiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 122. maddesine dava dilekçesinin davalıya tebliği sonrası davalıya cevap vermesi için süre verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair sebeplerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.