Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/203 E. 2014/2105 K. 11.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/203
KARAR NO : 2014/2105
KARAR TARİHİ : 11.02.2014

MAHKEMESİ : Ankara 10. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/09/2013
NUMARASI : 2013/1341-2013/956

Hüküm süresi içinde davacı ve davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin geçerli ve haklı sebebe dayanmaksızın işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin haklı veya geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanun’un 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz. İşçinin geçerli bir feshe sebep olabilecek davranışları 4857 sayılı Kanun’un 25. maddesinde öngörülen ve işverene derhal fesih yetkisi tanıyan haklı sebeplerden farklıdır. Yargılama sırasında bu sebeplerin ağırlıkları her olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir. İşçinin iyiniyet ve ahlak kurallarına uymayan davranışı sonucunda iş ilişkisine devam etmek işveren açısından çekilmez hale gelmişse, diğer bir anlatımla güven temeli çökmüşse işverenin haklı sebeple derhal fesih hakkı doğar. Buna karşılık işçinin davranışı taraflar arasında bulunması gereken güven temelini çökertecek ağırlıkta bulunmamakla, iş ilişkisine devamı tam anlamıyla çekilmez hale getirmemekle birlikte, işin normal işleyişini bozuyorsa, işyerindeki uyumu olumsuz yönde etkiliyor ve işverenden bu sebeple iş ilişkisini yürütmesi normal olarak beklenemiyorsa 4857 sayılı Kanun’un 18/1. maddesi gereği geçerli fesih hakkı doğar.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Dosya içeriğinden, 29.07.2004 tarihinden beri davalı işyerinde asistan olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin, 28.03.2012 tarihinde, muhtelif tarihlerde hakkında tutulan tutanaklara istinaden 4857 sayılı Kanun’un 25/II-h. maddesi uyarınca feshedildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, mahkemece tutanakların davacıya tebliğ edilmediği, savunmasının alınmadığı, feshin geçerli sebebe dayanak olduğu ancak usulüne uygun şekilde yapıldığının davalı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de mahkemenin kabulü dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Davacı hakkında tutulan tutanaklardan, davacının çağrıları sonlandırarak hizmet vermediği, müşteri ile süreç dışında ve müşteriyi sinirlendirecek tarzda konuştuğu, müşteri ile söz dalaşına girdiği, 16.03.2012 tarihli tutanaktan ise 04.03.2012 tarihinde müşterinin internet bağlantısının kopmasına ve ekranda bunun görülmesine rağmen, müşteriye bağlantısının kopmadığını söylediği, müşterinin takım lideri ile görüşmek istemesine rağmen davacının en yetkilinin kendisi olduğunu söylediği, müşteri ile alaya alır tarzda konuştuğu anlaşılmaktadır. 16.03.2012 ve 27.03.2012 tarihli tutanaklar davacıya tebliğ edilmiş ve savunması talep edilmiştir. Dosya içeriğine göre davacının müşterilerle görüşmelerinde işyeri çalışma disiplinine aykırı hareket ettiği sabittir. Davacının eylemi, fesih için haklı sebep oluşturacak ağırlıkta değilse de, işyerinde olumsuzluğa yol açması ve işin yürütümünü bozucu nitelikte olması sebebiyle geçerli sebep teşkil etmektedir. Bu durumda işverenden iş sözleşmesini sürdürmesi beklenemez. Bu anlamda, iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayandığının kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulü yönünde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Tahsili gereken 25,00 TL harcın davacıdan tahsiline,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 25,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 11.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.