Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/20254 E. 2014/27348 K. 13.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20254
KARAR NO : 2014/27348
KARAR TARİHİ : 13.10.2014

MAHKEMESİ : Ankara 14. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/03/2014
NUMARASI : 2010/787-2014/171

Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin davalı işverenin Türkmenistan ve Suudi Arabistan şantiyelerinde imalatçı olarak 1981-2008 yılları arasında çalıştığını, üç öğün yemek, barınma ve ısınma ihtiyaçlarının davalı tarafından karşılandığını, işine haksız olarak son verildiğini, beyanla ödenmeyen kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, davalı şirketle ilgisi bulunmayan ve tamamen yabancı tüzel kişilikler olan şirketlerdeki çalışmasından dolayı davalının herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, husumetin ilgili firmaya yöneltilmesi gerektiğini, davacının belli bir amaç belli bir iş için işe alınıp bu işin bitiminde iş sözleşmesi sona erdiğinden hizmet sözleşmesinin belirli süreli olarak yorumlanması gerektiğini, tüm alacaklarını alarak şirketi ibra ettiğini, iddiaların haksız ve yersiz olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı işçinin davalıya ait yurt dışı işyerlerinde çalıştığı ve iş bitimi sebebiyle iş sözleşmesinin feshedildiği gerekçesi ile alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, hesaplanan kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacaklarının kabulüne karar verilmiştir.
Karar taraflarca kanuni süresi içinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının yıllık izin ücretine hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Sözleşmenin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu sebeple zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 54. maddesinde, yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında, işçinin aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştığı sürelerin birleştirilerek göz önüne alınacağı hükme bağlanmıştır. Bu durumda, işçinin daha önce aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde geçen hizmetlerinin yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönlerinden dikkate alınması gerekir. Bununla birlikte, işçiye önceki feshe bağlı olarak kullanmadığı izin ücretleri tam olarak ödenmişse, bu dönemin sonraki çalışma sürelerine eklenerek izin hesabı mümkün değildir. Önceki çalışma döneminde izin kullandırılmak veya fesihte karşılığı ödenmek suretiyle tasfiye edilmeyen çalışma süreleri, aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerindeki çalışmalara eklenir. İşçinin aralıklı olarak aynı işverene ait işyerinde çalışması halinde, önceki dönemin kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiş olması, izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel oluşturmaz. Yine, önceki çalışılan sürede bir yılı doldurmadığı için izne hak kazanılmayan süreler de, işçinin aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerindeki sonraki çalışmalarına eklenerek yıllık izin hakkı belirlenmelidir.
Somut olayda, davacı işçinin davalıya ait işyerinde 02.01.1981-13.05.2008 tarihleri arasında aralıklı olarak görev yaptığı, 21.04.1999 tarihinde başlayan çalışma döneminin davacının istifası üzerine 26.05.1999 tarihinde sona erdiği, davacı işçinin, davalı işyerindeki bir sonraki çalışmasının 14.04.2005 tarihinde başladığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davacının 14.04.2005 dönemi öncesindeki çalışmalarına ilişkin yıllık izin ücreti alacağı, iş sözleşmesinin 26.05.1999 tarihinde feshedildiği dikkate alındığında, dava tarihi itibariyle zamanaşımına uğramıştır. Anılan alacağın zamanaşımı def’i sebebiyle reddi gerekirken, davacının 02.01.1981-26.05.1999 tarihleri arasındaki dönemdeki çalışmalarının sonraki çalışmaları ile birleştirilmek suretiyle izin alacağının hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 13.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.