Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/20056 E. 2014/28599 K. 21.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20056
KARAR NO : 2014/28599
KARAR TARİHİ : 21.10.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 14. İş Mahkemesi
TARİHİ : 25/02/2013
NUMARASI : 2009/1578-2013/222

Taraflar arasındaki, kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai ve %5 fazla ödemesi, ikramiye, yıllık izin ücreti alacağı ve cezası, ulusal bayram ve genel tatil, telif hakkı ile hafta tatil ücreti alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmesi ve davalı avukatınca duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 21.10.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat İmge Yurtdaş ile karşı taraf adına Avukat Y.. A.. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı işçi, iş sözleşmesinin davalı işverence haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, fazla çalışma ücreti alacağının %5 fazlası, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, telif hakkı ve ikramiye alacakları istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıp çalışmadığı uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma, hafta tatili çalışması ile ulusal bayram ve genel tatillerde çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla, bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
İspat konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların, şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda, davacı işçi fazla çalışma, hafta tatili çalışması ve bayram genel tatil çalışmalarını ispat etmek için gerek dava dilekçesinde, gerekse cevaba cevap dilekçesinde kurumun giriş çıkış ve ulaştırma kayıtlarına da dayanmıştır. Davalı işveren ise, dosyaya 2005, 2006, 2007, 2008 ve 2009 yıllarına ilişkin işyerine giriş çıkış kayıtlarını sunmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, sadece şahit beyanlarına göre hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, dosyada yer alan ve tarafların dayandığı işyerine giriş çıkış saatlerini gösteren kayıtlar yönünden bir inceleme yapılmaksızın, davaya konu fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının kısmen kabulü ile hafta tatili ücreti alacağının ise reddine karar verilmesi hatalıdır. Gerekirse, bu yönden bilirkişiden ek hesap raporu alınmalı ve sonucuna göre yeniden değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-Taraflar arasındaki bir uyuşmazlık da, kıdem tazminatının giydirilmiş ücretten hesaplanıp hesaplanmayacağına ilişkindir.
Basın çalışanlarıyla ilgili 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştırılanlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun’da kıdem tazminatı hesabında giydirilmiş ücret üzerinden hesaplama yapılacağı öngörülmemiştir. Bu sebeple, kıdem tazminatı brüt ücret üzerinden hesaplanmalı ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 25/7. maddesine göre kıdem tazminatının yirmidört aylığı aşmayan tutarı için gelir vergisi uygulanmamalıdır. Ayrıca, 5953 sayılı Kanun’da kıdem tazminatı tavanı da öngörülmemiş olmakla, hesap yönünden bir üst sınırlama da bulunmamaktadır.
Temyize konu davada, kıdem tazminatının brüt ücret yerine, giydirilmiş ücretten hesaplanması da hatalıdır.
3-Hüküm altına kıdem tazminatına uygulanması gereken faizin türü konusunda da taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
5953 sayılı Kanun’nda kıdem tazminatına bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz yürütüleceği yönünde bir düzenleme yer almamıştır. Bu itibarla, davacı işçinin kıdem tazminatı için kanuni faiz yerine, bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmesi de isabetsizdir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, davalı yararına takdir edilen1.100,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıya, davacı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.