Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/19941 E. 2015/25139 K. 16.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19941
KARAR NO : 2015/25139
KARAR TARİHİ : 16.09.2015

Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil, yıllık izin, asgari geçim indirimi ile ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı ve davalı ….. Tic. Ltd. avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davacının davalılardan …… Ltd. Şti.’nde çalışmaya başladığını, ….. Sanayi Ticaret Limited Şirketinin 2011 yılı Eylül-Ekim aylarında diğer davalı ….. Ltd. Şti.’ne satıldığını, davacının yeni şirkette bir ay çalıştıktan sonra iş sözleşmesine haksız son verildiğini, davacının günlük 08:00-18:00 saatleri arası çalıştığını, resmi tatillerde çalıştığını, yıllık izinlerinin eksik kullandırıldığını, asgari geçim indirimi ve çocuk parasının ödenmediğini, ödenmeyen ücret alacağının bulunduğunu belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı ……. Ltd. Şti. vekili, davacının müvekkiline ait işyerinde hiçbir zaman sigortalı veya sigortasız olarak çalışmadığını, davalı şirkete karşı açılan davanın husumetten reddi gerektiğini, iş sözleşmesinin feshiyle ilgili davacı iddialarının tamamen asılsız olduğunu, davacının davalı işyerinde çalıştığını iddia ettiği süre içinde diğer davalı …… Ltd. Şti.’de çalıştığının resmi kayıtlarda açık bir şekilde görüldüğünü, 02.11.2011 tarihinde davacının herhangi bir işyerinde çalışmadığının aynı tarihli vekaletname içeriğinden de anlaşılacağını, diğer davalı ve bu davanın gerçek muhatabı olan ……. Yem Şirketine ait binanın dava dışı Nazim Sezer ve Hasan Okyay tarafından tapuda yapılan satış işlemi neticesinde satın alındığını, yapılan satış işleminin akabinde …… Yem’in satmış olduğu fabrikada olan hammaddelerini ve mevcut siparişlerini tamamlamak üzere süre talep edip fabrikayı 01.11.2011 tarihinde …… Ltd. Şti.’ne teslim ettiğini, taraflar arasında yapılan işlemin bir devir işlemi olmadığını, bir satış işlemi olduğunu, şirketin tasfiyesinin söz konusu olmadığını, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ……. Ltd. Şti. cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davacı ve davalı ….. Ltd. Şti. vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı …… Ltd. Şti.’nin tüm temyiz itirazları ile davacı tarafın aşağıdaki bent dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, işçilik alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu “eksik bir borç” haline dönüştürür ve “alacağın dava edilebilme özelliği”ni ortadan kaldırır. Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.
Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı sebeplerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktarı için kesilir.
Zamanaşımı, bir maddi hukuk kurumu değildir. Diğer bir anlatımla zamanaşımı, bir borcu doğuran, değiştiren ortadan kaldıran bir olgu olmayıp, salt doğmuş ve var olan bir hakkın istenmesini ortadan kaldıran bir savunma aracıdır. Bu bakımdan zamanaşımı alacağın varlığını değil, istenebilirliğini ortadan kaldırır. Bunun sonucu olarak da, yargılamayı yapan yargıç tarafından yürüttüğü görevinin bir gereği olarak kendiliğinden göz önünde tutulamaz. Borçlunun böyle bir olgunun var olduğunu, kanunda öngörülen süre ve usul içinde ileri sürmesi zorunludur.
Somut olayda, davalılar arasında 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesi ile 6. maddesi kapsamında alt işverenlik ilişkisi ile işyeri devri durumu kabul edilmiştir. Bu hükümler gereğince davalılar arasında kanundan kaynaklı birlikte sorumluluk söz konusudur. Davalılar arasında zorunlu değil ihtiyari dava arkadaşlığı söz konusudur. Bu sebeple de davalılardan zamanaşımı def’i ileri sürmeyenlerin zamanaşımı def’i ileri sürenlerin def’ilerinden yararlanmaları söz konusu değildir. Hal böyle olunca davalı ….. Ltd. Şti. zamanaşımı def’inde bulunmadığından, bu şirketin davacının alacaklarından sorumlu olduğu dönem bakımından zamanaşımı dikkate alınmadan sorumlu olması gereklidir. Mahkemece bu esas dikkate alınmaksızın zamanaşımı def’inden bütün davalıların yararlandırılması yerinde değildir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.