YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19837
KARAR NO : 2015/35285
KARAR TARİHİ : 22.12.2015
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, haklı bir sebep olmadan iş sözleşmesinin feshedildiğini beyan ederek davalıdan kıdem tazminatı ile bir takım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı ve davacı taraf temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işverence kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı adı altında davacıya yapılan ödemenin faizinin mahsup edilmesi gerekip gerekmediği noktasındadır.
Somut olayda işverence, davacıya 12.10.2012 tarihinde kıdem tazminatı olarak 10.411,62 TL ile ihbar tazminatı olarak 1.654,05 TL davacıya dava açılmadan önce ödendiği anlaşılmıştır. Mahkemece, dava açılmadan önce yapılmış bu ödemelerin hesaplanan alacaklardan mahsup edildiği görülmüştür. Bu durumda, hesaplanan kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı alacağından, davacıya önceden ödenen miktarlar ve bu miktarlara faiz işletilerek belirlenecek miktarların mahsup edilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
3-Davacı işçinin hafta tatili çalışması yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Hafta tatili yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen hafta tatili alacağının ödendiği varsayılır.
Söz konusu alacağın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, hafta tatili çalışmasının bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de iddia edilen dönemlerde çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Hafta tatili çalışmasının yazılı delil ya da şahitle ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan şahitlerin anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, davalıya ait işyerinde bina görevlisi olarak çalışan davacının, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, hiç hafta tatili yapmadan çalıştığı kabul edilerek hesaplandığı görülmüştür. Davacının, bir dönem için kaloriferleri yaktığı ve apartmandaki tek görevli olduğu, davalı işyerinin on iki katlı, yirmi dört daireden oluşan bir bina olduğu, en son davalı işyerinin doğalgaz ile ısıtıldığı anlaşılmıştır. Yine davacı tanıkları ile davalı işyerinin altında işyeri bulunan davalı tanığının beyanları ve davacının işinin kapsamı, niteliği bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacının hafta tatili ücreti talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 22.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.