Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/19641 E. 2014/24594 K. 22.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19641
KARAR NO : 2014/24594
KARAR TARİHİ : 22.09.2014

MAHKEMESİ : Gaziantep 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 09/04/2013
NUMARASI : 2012/127-2013/89

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesini emeklilik sebebi ile feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı izin, fazla çalışma, hafta ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı Bakanlık , kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini ve alacakların zaman aşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde sona erdiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı ve yapmışsa miktarı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği kabul edilmelidir.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazı kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazı kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazı kayıt ileri sürülmemesi, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamada dikkate alınan davacı şahitlerinin beyanlarına göre, davacının bir ay 07:00-15:00 arası, diğer ay ise 15:00-07:00 arası çalıştığı ve her birimde dört kişinin çalışıp, iki haftada bir cumartesi ve pazar nöbeti olarak yirmi dört saat nöbet tutulduğu, nöbet sonrasında ise iki buçuk gün izin verildiği anlaşılmaktadır. Bilirkişice yapılan hesaplamada vardiya değişimi haftada bir olarak kabul edilmiş ve iki buçuk günlük izinler dikkate alınmamıştır. Bilirkişi tarafından yapılan hesaplama biçimi dosya kapsamına uygun değildir. Şu halde belirtilen şekilde vardiya değişimleri ile nöbet sonrası izinler dikkate alınarak hesaplama yapılması zorunlu olup, bu yapılırken de kararın davacı tarafından temyiz edilmediği göz önünde bulundurularak usulü kazanılmış haklara riayet edilip davacının fazla çalışma ücreti talebinin hüküm altına alınması gerekmektedir. Kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
3-Davacının yıllık izin alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda; dava dışı alt işverenler nezdinde davalı Sağlık Bakanlığına bağlı hastanede 01.03.2006-16.02.2012 tarihleri arasında temizlik işçisi olarak çalışmış olan davacının yıllık izin alacağı, kıdemine göre hak kazandığı 70 günden kullandığı 14 günün mahsubu ile 56 gün karşılığı olarak hesaplanıp hüküm altına alınmıştır. Dosyada davacının alt işveren nezdindeki çalışmalarına ilişkin kayıt bulunmamaktadır. Mahkemece, davacının bağlı olarak çalıştığı alt işverenlerden çalışmasına ilişkin tüm kayıtlar celp edilmeli ve yıllık izin kullanma kaydına rastlanması halinde, izin kullanılan günler de mahsup edilerek sonuca gidilmelidir. Eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 22.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.