Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/19632 E. 2014/24835 K. 22.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19632
KARAR NO : 2014/24835
KARAR TARİHİ : 22.09.2014

MAHKEMESİ : Tire 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/01/2014
NUMARASI : 2012/521-2014/16

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının hiçbir baskı altında olmadan hür iradesi ile imzalamış olduğu (ikale) sözleşmeye aykırı olarak açtığı davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme, taraflar arasındaki ikalenin geçersiz olduğu, davalının feshin geçerli sebebe dayandığını ispat edemediği kanaatiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki iş ilişkinin bozma sözleşmesi yoluyla sona erip ermediği hususu temel uyuşmazlığı oluşturmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan iş güvencesi hükümleri işçiyi işverenin feshine karşı koruma amacını taşımaktadır. Sözleşmenin işverenin feshi dışındaki bir sebeple sona ermesi halinde iş güvencesi hükümleri uygulanamaz. Bu bağlamda sözleşme ikale (bozma sözleşmesi) ile sona ermişse işçi iş güvencesi hükümlerine dayanarak feshin geçersizliğine karar verilmesini talep edemeyecektir.
İkale, sözleşmenin tarafların ortak iradeleriyle sona erdirilmesidir. Niteliği itibariyle bir sözleşme olması sebebiyle ikale tarafların serbest iradelerine dayanmalıdır. Ayrıca ikale icabı işverenden gelmişse kanuni tazminatlarına ilaveten işçiye ek bir menfaatın sağlanması (makul yarar) gerekir. Aksi halde iş sözleşmesinin ikale ile sona erdirildiğinden söz edilemez.
Somut olayda, taraflar arasında 27.09.2012 tarihli “Sözleşme” başlıklı bozma sözleşmesi akdedilmiş olup, davacının imzasının bulunduğu 30.09.2012 tarihli ibraname başlıklı belge ve Eylül 2012 bordrosuna göre davacıya 4.357,00 TL ihbar ve 51.494,00 TL kıdem tazminatı ile ek menfaat olarak kararlaştırılan 5.778,00 TL’nin ödendiği görülmektedir. Davacıya işbu belgelere göre kıdem ve ihbar tazminatı yanında ayrıca dört maaş tutarı ekstra ödeme yapıldığı anlaşılmakla, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin ikale ile son bulduğunu kabul etmek gerekir. Bu itibarla mahkemece davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1–Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 22.09.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.