YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18884
KARAR NO : 2014/23479
KARAR TARİHİ : 10.09.2014
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 22. İş Mahkemesi
TARİHİ : 20/11/2013
NUMARASI : 2013/1022-2013/174
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, İstanbul İli C.. Tekel Fabrikasında 4/C kadrosunda işçi olarak çalıştığını, T..-İş Sendikası İstanbul 2 nolu şube üyesi olduğunu, çalışmış olduğu fabrikada 31.01.2010 tarihinde alınan idari bir kararla faaliyetin durdurulduğunu, kendilerinin bu karara itiraz ettiklerini, Danıştay tarafından verilen 01.03.2010 tarihli karar ile yürütmenin durdurulduğunu, ancak işyerinin bağlı bulunduğu İstanbul 2 nolu şubenin olağanüstü genel kurul toplantısının gerçekleşeceğinden şubenin delege seçimlerine katılmak ve oy kullanmak istediğini, fakat delege seçimine gittiğinde bir süre önce T..-İş Sendikası İstanbul 8 nolu şubenin kapatıldığını ve kendisinin üye olduğu 2 nolu şube ile birleştirildiğini, birleştirmenin ardından şubeye C.. Şubesi ismi verildiğini, oy kullanacak üyelerin belirlendiği listede ise C.. Tekel Fabrikasında çalışmış ve şube üyesi olan kendisi dahil 280 işçinin hiçbirinin adının olmadığını farkettiğini, bu sebeple delege seçimlerinde oy kullanamadığını iddia ederek 22.06.2010 ile 25.06.2010 tarihleri arasında yapılan T..-İş Sendikası C../Kartal şubesi delege seçimlerinin iptal edilmesi ile delege seçimlerinin ardından yapılacak olan şube olağanüstü genel kurulunun tedbiren durdurulmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının belirli süreli mevsimlik iş sözleşmesine bağlı olarak çalıştığını, 4857 sayılı İş Kanunu’nda mevsimlik işçi statüsünün mevcut olduğunu, davacının tespitini talep ettiği sürenin bir kısmının zamanaşımına uğradığını, ayrıca davacımn geçici işçi statüsünde bulunduğunu, 5620 sayılı Kanun’un 2. maddesinin 11. Fıkrası ile toplu iş sözleşmesi gereğince terfi ettirilmesinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak, bozmaya uyulup davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı ve davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak, bozmaya uyulup davanın usulden reddine karar verilmesi isabetlidir.
Ancak dava şartı eksikliğinden davanın usulden reddedilmesine rağmen somut olayda uygulanma kabiliyeti bulunmayan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 331. maddesinin 1. fıkrası gereğince vekalet ücreti ile yargılama giderlerinden davalının sorumlu tutulması isabetsizdir. Bununla beraber bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
Sonuç:
Temyize konu olan kararın hüküm kısmında yer alan “Yargılama gideri yönünden; davacı tarafça yapılan dava açma gideri, tebligat ücreti, bilirkişi ücreti, tanık gideri, müzekkere ücreti olmak üzere toplam 578,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” şeklindeki 3. fıkranın hükümden çıkarılarak yerine “Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına.” fıkrasının eklenmesi, yine kararın hüküm kısmında yer alan “Vekalet Ücreti yönünden; a- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık ücret tarifesi gereğince 1.320,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklindeki 4. fıkrasının hükümden çıkarılarak yerine “Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.320,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” fıkrasının eklenmesi suretiyle hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine, 10.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.