Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/18881 E. 2015/31646 K. 25.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18881
KARAR NO : 2015/31646
KARAR TARİHİ : 25.11.2015

MAHKEMESİ : Denizli 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/05/2014
NUMARASI : 2012/335-2014/182

DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin ile ikramiye alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davacının Şubat 1999 tarihinden beri davalı belediyede iş sözleşmesinin sonlandırıldığı 29.11.2011 tarihine kadar işçi olarak çalıştığını, davalının feshe gerekçe olarak gösterdiği olaylar ve bu konuda tutmuş olduğu tutanak içeriklerinin gerçeği yansıtmadığını, davacıya tazminatlarını ödememek için bahane olarak gösterildiğini, 1999 yılı başından beri davalı kurumda kadrolu otobüs şoförü olarak çalıştığını, davacının sendikaya üye olduğunu, başkanın sendikadan istifa etmesini istediği, davacının bu isteği gerçekleştirmediğinde şartlarının olağanüstü ağırlaştırıldığını, hatta 2011 Kasım ayı itibari ile davacının çalışma şartlarının tamamen ağırlaştığını, 24.11.2011 günü akşam işten eve döndüğünde sinir krizi geçirerek hastaneye kaldırıldığını, 25.11.2011-29.11.2011 tarihleri arasında istirahat verildiği, bu tarihlerde davacının işe gelmediği gerekçesi ile tutanak tutulduğu ve davacı hastaneye götürülürken ailesinin haber verdiği belediye başkanı tarafından evleri basıldı iddiası ile suç duyurusunda bulunulduğu, davacı raporlu iken davalı belediyenin 29.11.2011 tarih ve 380 sayılı yazısı ile tazminatsız olarak sözleşmesinin feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin II. bendinde ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ile haklı olarak feshedildiğini, davacı ile ilgili dört adet olayın vukubulduğunu, 24.11.2011 tarihli tutanakta 25/II-e,h. hükümlerine aykırı olarak doğruluk ve sadakat borcuna aykırı davranıldığı, 25.11.2011 ve 26.11.2011 tarihli tutanaklarda 25/II-g. hükmüne aykırı davranıldığı, 22.11.2011 tarihli tutanak içeriğine göre 25/II-h-e. hükümlerine aykırı olarak işverenin güvenini kötüye kullanma, bilet kesmeyerek işi savsaklama olduğu, Honaz Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/95 esas sayılı dosyası incelendiğinde davacının 25/II-b,d. hükümlerine aykırı olarak işverenin evini basarak aile üyelerini tehdit ve hakarette bulunduğu, ayrıca davacının kullanmadığı izninin olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Hüküm altına alınan ihbar tazminatı, yıllık izin ve ikramiye alacağına kanuni faiz oranı yerine, bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı işletilmesine karar verilmesi hatalı olup bozma sebebidir.
Ancak belirtilen bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Temyiz olunan mahkeme kararının hüküm kısmının 3. 5. ve 7. fıkralarında yer alan “en yüksek banka mevduat faiziyle” sözcüklerinin silinerek yerine; “yasal faiziyle” sözcüklerinin yazılarak hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine, 25.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.