Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/18737 E. 2014/26718 K. 01.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18737
KARAR NO : 2014/26718
KARAR TARİHİ : 01.10.2014

MAHKEMESİ : İzmir 7. İş Mahkemesi
TARİHİ : 02/06/2014
NUMARASI : 2013/316-2014/295

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette insan kaynakları müdürü olarak 01.09.2003-30.03.2013 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığını, iş sözleşmesine bağlı bulunduğu departmanın kapatılacak olması ve performansının yeterli bulunmaması gerekçesi ve görülen lüzum üzerine feshedildiğinin bildirildiğini, feshin geçerli olmadığını ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının insan kaynakları müdürü olarak görev yaptığını, davacının işyerinin tamamının sevk ve idaresinden mesul, işçi alma ve işçi çıkarma görev ve yetkisi ile donatılmış işveren vekili sıfatı taşıdığından davacının iş güvencesi kapsamı dışında olduğunu, davacının ayrıca Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel müdürden sonra 2. derece imza yetkilisi olarak Fersan A.Ş.’yi temsil ve ilzama yetkili kılındığını, iş sözleşmesinin, bağlı bulunduğu departmanın kapatılacak olması ve performansının yeterli bulunmaması gerekçesi ile geçerli nedenlerle feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının işletmenin bütününü tek başına yönetme, sevk ve idare etme yetkisinin bulunmadığı dolayısıyla iş güvencesi kapsamı dışında tutulan işveren vekili olmadığı, davalı işverenin davacı işçinin iş sözleşmesini geçerli bir nedenle feshettiğini kanıtlayamadığı gerekçesi ile davacının davasının kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi işçinin işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları veya işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekili konumunda bulunmaması gerekir.
İş güvencesinden yararlanamayacak işveren vekilleri herşeyden önce, işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekilleri ile yardımcıları olduğuna göre, işletmenin tümünü yöneten genel müdürler ile yardımcıları iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacaktır. Ancak belirtelim ki, işyerinde genel müdür veya genel müdür yardımcısı unvanının kullanılması tek başına iş güvencesi kapsamı dışında bulunma sonucunu doğurmaz. Önemli olan, kendisine temsil yetkisi verilip verilmediği ve işletmenin bütününü yönetip yönetmediğidir; bu hususta görev tanımı ve konumuna bakmak gerekir.
Dosya içeriğine göre somut uyuşmazlıkta, davacının insan kaynakları müdürü olarak çalıştığı, mevcut organizasyon şemasındaki yapılanmaya göre genel müdürden sonra gelen davacının işvereni temsilde ikinci derece imza yetkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı fesih tarihi itibari ile işveren vekili olduğundan iş güvencesi hükümlerinden yararlanamaz. Davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalıdır.
Belirtilen sebeplerle, mahkeme kararının 4857 sayılı Kanun’un 20/3. maddesi uyarınca bozularak ortadan kaldırılması ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 160,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 01.10.2014 tarihinde oy birliği ile karar verildi.