Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/18653 E. 2014/26719 K. 01.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18653
KARAR NO : 2014/26719
KARAR TARİHİ : 01.10.2014

MAHKEMESİ : Ankara 12. İş Mahkemesi
TARİHİ : 30/04/2014
NUMARASI : 2013/454-2014/242

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin işten çıkarılmadan önceki görevinin, dışarıdan traktör üretimi için gerekli parçaların depoya gelmesi ve üretim için fabrika içerisindeki gerekli birimlere dağıtılması safhasında; depo içerisinde malzemelerin istiflenmesi, taşınması görevini yapan iş makinesi operatörü olduğunu, olay günü yine malzeme taşıması yapan iş makinesi ile görevini icra ederken malzeme almak için manevra yaparken geri geri gitmek istediğini ancak aracın freninin tutmaması ve bu sebeple direksiyonun boşa dönmesi sebebiyle araç kontrolünü kaybettiğini, iş makinesi deponun içerisinde bulunan prefabrik bölmeye hafifçe çarptığını, çarpma sonrası prefabrik bölmenin sadece cam kısmının kırıldığını, demir sacın eğildiğini ancak prefabrik bölmede meydana gelen maddi hasarın çok düşük olduğunu, müvekkilinin iş sözleşmesinin davalı şirket tarafından 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-ı. maddesi gereği tazminatsız olarak feshedildiğini iddia ederek feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine karar verilerek işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini talep etmiştir.
Davalı, davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, şirketin zararının tamamen davacının kusuruyla meydana geldiğini, davacının verdiği zararın 30 günlük ücretini aştığını beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, dosyada mevcut 09.10.2013 tarihli Bilirkişi Kurulu Raporu içeriğine göre olayda işverenin kusurunun %75, davacının ise %25, meydana gelen zarar miktarının ise 3.776,00 TL olduğu, buna göre meydana gelen olayda davacının kusurunun 1/4, meydana gelen miktarının da 30 günlük ücretten az olduğu, buna göre meydana gelen zarar ile feshin yapılmasında orantı/denge gözetildiğinde hakkaniyet olmadığı ve geçerli nedene dayanmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile işverence yapılan feshin geçersizliğinin tesptine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-İş sözleşmesinin, işçinin işverene zarar vermesi sebebiyle ve haklı olarak işverence feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık sözkonusudur.
4857 sayılı Kanun’un 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (ı) alt bendinde, işverenin malı olan veya eli altında bulunan makine, tesisat, eşya ya da maddelere otuz günlük ücreti tutarını aşacak şekilde zarar vermesi halinde, işverenin haklı fesih imkânının bulunduğu belirtilmiştir.
İşçinin kusursuz olduğunun ortaya çıkması durumunda, işverenin haklı fesih imkânı olmadığı gibi işçinin kusuru belli bir yüzde ya da belli bir oran olarak saptanmışsa; zararın miktarının bu kusur nispetinde azaltıldıktan sonra otuz günlük ücreti aşıp aşmadığına bakılmalıdır. Maddede sözü edilen ücret dar anlamda ücrettir. İkramiye, prim, fazla çalışma ücreti ve benzeri ödemeler bu maddede yer alan otuz günlük ücret içerisinde değerlendirilmemelidir.
Mahkemece işyerinde yapılan keşif sonunda alınan bilirkişi raporuna dayanılarak davacının işe iadesine karar verilmişse de; bilirkişi raporunda, işverenin, işyerinde kullanılacak iş ekipmanının yapılacak işe uygun olması ve bu ekipmanın işçilerin sağlık ve güvenliğine zarar vermemesi için gerekli tüm tedbirleri alması gerektiği, iş ekipmanını seçerken işyerindeki özel çalışma şartlarını, sağlık ve güvenlik yönünden tehlikeleri göz önünde bulundurarak, bu ekipmanın kullanımının ek bir tehlike oluşturmamasına dikkat etmesi gerektiği, iş ekipmanının, çalışanların sağlık ve güvenliği yönünden tamamen tehlikesiz olması sağlanamıyorsa, riski en aza indirecek uygun önlemleri alması gerektiği, davalı işverence belirtilen bu önlemlerin alınmamasının kazanın oluşunda etken olduğu, bu nedenle işverenin kazanın meydana gelmesinde %75 oranında kusurlu olduğu, dikkatsiz ve tedbirsiz davranması nedeni ile de davacının %25 oranında kusurlu olduğu, meydana gelen kaza sebebiyle oluşan zarar miktarının 3.776,00 TL olduğu, kusur oranlarıyla değerlendirme yapıldığında davacının %25 kusur oranına göre, işverenin malına verdiği zarar miktarı 30 günlük ücretini aşmadığı, bu nedenle davalı işveren tarafından yapılan fesih gerekçesinin sübut bulmadığı belirtilmiştir. Ancak olaydaki kusur oranının belirlenmesine ilişkin bilirkişi raporu yeterli ve hüküm kurmaya elverişli değildir. Davacının eyleminin feshi gerektirecek haklı bir neden teşkil edip etmediğinin belirlenmesi için kusur oranı ve oluşan zarar miktarının kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması gerekir. Hal böyle olunca fesih sebebi yapılan olayın meydana gelmesinde taraflara atfedilebilecek bir kusur bulunup bulunmadığı, varsa ne şekilde ve sebepleri ile ayrıntılı, denetime elverişli şekilde kusur oranının belirlenmesi ve kusur oranına isabet eden zarar miktarının saptanması, buna göre davacının otuz günlük brüt ücreti ile karşılaştırılarak oluşacak kanaate göre sonuca gidilmesi ve feshin haklı ya da geçerli sebebe dayanıp dayanmadığının tartışılması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazlı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.