Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/18644 E. 2014/23273 K. 09.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18644
KARAR NO : 2014/23273
KARAR TARİHİ : 09.09.2014

MAHKEMESİ : İzmir 6. İş Mahkemesi
TARİHİ : 25/11/2013
NUMARASI : 2013/545-2013/579

Davacı ile davalı arasındaki dava hakkında İzmir 6. İş Mahkemesinden verilen 25.11.2013 tarihli ve 2013/545 esas, 2013/579 karar sayılı kararın davacı vekilince temyizi üzerine, Dairemizce 17.02.2014 günlü ve 2014/2404 esas, 2014/2608 karar sayılı ilamı ile hükmün ONANMASINA karar verilmiş, davacı vekili kararın maddi hataya dayandığı gerekçesiyle ortadan kaldırılması isteğinde bulunmuştur.
Maddi hatanın giderilmesi isteğini içeren dilekçe ve ekleri incelendi.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 gün ve 1987/2-520 esas, 1988/89 sayılı kararında belirtildiği üzere Yargıtay’ca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata sebebi olarak açıklanmıştır. Ayrıca belirtmek gerekir ki, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 gün ve 1957/13 esas, 1959/5 karar, ve 09.05.1960 gün ve 1960/21 esas, 1960/9 sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtay’ca maddi hata sonucu verilen bir karara mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usulü kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtay’ın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.
Mahkemece, davacının sendikadaki yöneticilik görevine ilişkin yazının davalı işverene tebliğ edilip edilmediğinin araştırılmadığı ve 6325 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 24. maddesinin 5. bendinin, diğer bir ifade ile davacının sendikadaki amatör yöneticilik görevinin, karar gerekçesinde tartışılmadığı anlaşıldığından, Dairemizin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının maddi hataya dayanması sebebiyle ortadan kaldırılmasına karar verildi.
Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı işçi, sendika yöneticisi olması sebebiyle iş sözleşmesinin 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 24. maddesinin 5. bendi gereğince ancak haklı sebeple (4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II. maddesine göre) feshedilebileceğini, bu sebeple davalı işverence, işletme, işyeri veya işin gerekleri sebebiyle yapılan fesih işleminin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacının işyeri sendika temsilcisi olmadığı, bu sebeple davacının tabi olduğu sendikal güvencenin 6356 sayılı Kanun’un “Güvenceler” başlıklı Dördüncü Bölümünün “İşyeri sendika temsilciliğinin güvencesi” başlıklı 24. maddesinde yer alan güvence olmayıp, “İşçi kuruluşu yöneticiliğinin güvencesi” başlıklı 23. maddesinde yer alan güvence olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı, 07.10.1993 tarihinden itibaren sendika üyesidir. T… Gıda-İş Sendikası İzmir 2 Nolu Şube Başkanlığının davalı şirkete gönderdiği 26.05.2010 tarihli yazıda, şube mali sekreteri olan davacının 14. genel kurulunda yönetim kurulu üyesi olduğu belirtilmiş, aynı sendikanın genel merkezinin, mahkemeye gönderdiği 25.09.2013 tarihli yazıda da, davacının Sendikaları Ege Bölge 2 nolu şubesinin 22.05.2010 günü yapılan organ seçimlerinde yönetim kurulu asil üyesi seçilmiş olup, görevinin devam ettiği belirtilmiş ve buna ilişkin 22.05.2010 tarihli organ seçimlerinde kazananları gösterir tutanak eklenmiştir. Ancak, sözkonusu yazının işverene tebliğine ilişkin belge dosya içeriğinde bulunmamaktadır.
6356 sayılı Kanun’un “İşyeri sendika temsilciliğinin güvencesi” başlıklı 24. maddesinin 5. bendinde, bu madde hükümlerinin işyerinde çalışmaya devam eden yöneticiler hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir. Kanun koyucu, sendika yöneticilerini profesyonel ve amatör yöneticiler olarak ikiye ayırmış ve yöneticilik güvencesi bakımından ayrı ayrı değerlendirmiştir. Profesyonel yönetici, sendikadaki yöneticilik görevi sebebiyle işyerinden ayrılan yöneticiyi; amatör yönetici ise sendikadaki yöneticilik görevini işyerinden ayrılmadan, başka bir anlatımla, işyerinde çalışmaya devam ederek yerine getiren yöneticiyi ifade etmektedir. Kanun koyucu, profesyonel sendika yöneticilerinin güvencesini 6356 sayılı Kanun’un 23. maddesinde; amatör sendika yöneticilerinin güvencesini ise, aynı kanunun 24. maddesinde düzenlemiştir. Hal böyle olunca, amatör sendika yöneticilerine işyeri sendika temsilcisinin güvencesine ilişkin hükümler uygulanacaktır. Bu durumda mahkemece, davacının sendikadaki yöneticilik görevine ilişkin yazının davalı işverene tebliğ edilip edilmediği araştırılmadan ve 6325 sayılı Kanun’un 24. maddesinin 5. bendi, diğer bir ifade ile davacının sendikadaki amatör yöneticilik görevi, karar gerekçesinde tartışılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.