YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18609
KARAR NO : 2015/31671
KARAR TARİHİ : 25.11.2015
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : Ankara 16. İş Mahkemesi
TARİHİ : 14/04/2014
NUMARASI : 2013/165-2014/494
DAVA : Davacı, yıllık izin ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili uzun yıllar davalı işveren nezdinde çalıştığını, şirketin teşvik uygulamasından yararlanarak ikale yoluyla iş sözleşmesini sona erdirdiğini, kullanmadığı izinleri olduğunu ifade ederek bunların ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili davacının yıllık ücretli izin alacağı olmadığını savunarak davanın reddedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının bir kısım yıllık izin ücreti alacağı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Yıllık izin ücreti işçilere dinlenme hakkı kapsamında verilmesi gereken ve sözleşmenin sona ermesi ile yıllık izin ücreti olarak talep edilebilen bir haktır.
Somut olayda, mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda değerlendirme hatası bulunmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, “Davacı 01.03.2011 tarihli davalı işverenliğe vermiş olduğu dilekçesinde tarafıma tebliğ edilen 28 iş günü yıllık ücretli iznimi aşağıda belirttiğim tarihlerde kullanacağımı, kullanmadığım takdirde işveren tarafından res’en belirlenecek tarihlerde yıllık ücretli iznimi kullanacağımı kabul ve taahhüt ederim” yazmaktadır. Dilekçeden de anlaşılacağı üzere davacının 01.03.2011 tarihi itibari ile 56 iş günü yıllık izni bulunduğunu ihtirazi kayıt koymaksızın kabul ettiği hangi tarihlerde kullanacağını belirttiği anlaşılmaktadır.” şeklinde bir değerlendirme yapılarak davacının yıllık izin ücreti alacağı olmadığı belirlenmiş ise de davacının kendisine tebliğ edilen ve önceki senelerden izni bulunmadığının, ancak 15 günlük izni olduğunun, bunun kullanılması gereken tarihlerin bildirilmesinin istendiği yazıya karşılık; yazıda belirtilen günlük iznini kullanacağını söylemesi, daha önceki izinlerini kullandığını kabul ettiği şeklinde değerlendirilemez.
Mahkemece davacının hak kazandığı izin süresi Kanun ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlenmeli ve davacının kullandığı ile fesihten sonra ödendiği ispat edilenler düşüldükten sonra bakiye izin alacağı olup olmadığı tespit edilmelidir. Bu yapılırken kararı davacının temyiz etmediği gözetilerek usulü kazanılmış haklara riayet edilmelidir.
Diğer taraftan davalı tarafından emsal dosyada 2005 yılı izinlerin kullandığının Yargıtay’ca kabul edildiği ifade edilmiş ise de, dayanak emsal ile hukuki durumun aynı olduğuna dair dosyada belge bulunmadığı göz önüne alınarak davalının bu temyizine itibar edilmemiştir. Sonuç olarak yukarıda ifade edildiği gibi hatalı değerlendirmeye dayalı bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilmesi isabetsizdir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 25.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.