Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/18500 E. 2015/33153 K. 01.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18500
KARAR NO : 2015/33153
KARAR TARİHİ : 01.12.2015

Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : Elazığ İş Mahkemesi
TARİHİ : 01/04/2014
NUMARASI : 2013/402-2014/384

DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, fazla mesai ile ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini beyan ederek davalıdan kıdem tazminatı ile bir takım işçilik alacaklarını davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının kıdem tazminatının reddi ile fazla mesai talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının ücretinin miktarı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
İş sözleşmesinin tarafları, asgari ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunu’nun 323. maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda; davacı 1.950,00 TL net ücret aldığını iddia ederken, mahkemce hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamalarda ise; davacının ücreti brüt 2.727,61 TL olarak hesaplandığı anlaşılmıştır. Davacının Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında davacının brüt ücretinin 2.573,00 TL olduğu anlaşılmıştır. Buna göre; mahkemece, davacının brüt ücretinin, kurum kayıtlarındaki bu miktar esas alınarak, davacının alacaklarının bu ücret üzerinden hesaplanması gerekmektedir.
Yukarıda yazılı sebeplerden, eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 01.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.