Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/18341 E. 2015/30696 K. 10.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18341
KARAR NO : 2015/30696
KARAR TARİHİ : 10.11.2015

MAHKEMESİ : Karaman İş Mahkemesi
TARİHİ : 15/05/2014
NUMARASI : 2013/151-2014/149

DAVA : Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin 31.12.2012 tarihinde haklı sebep olmaksızın işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatlarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, yeni dönemde ihaleyi alamadıklarını, davacının iş sözleşmesinin sonlandırılması gibi bir durumun sözkonusu olmadığını, işyerinin yeni alt işveren şirkete devredildiğini, davacının kesintisiz olarak yeni alt işveren bünyesinde çalışmasını sürdürdüğünü, ihale bitimi sebebi yapılan çıkış işleminin resmi prosedür olduğunu ve bu sebeple feshe bağlı hakların doğmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, işyerinin açık değil zımni olarak devredildiği, davalı şirketin ihaleyi kazanarak davacıyı çalıştırmaya devam ettiği, yapılan çıkış işleminin kurumsal açıdan yapılan olağan bir işlem olduğu, ihaleden sonraki yirmiüç günlük dönem içinde hizmet sözleşmesinin gerçek anlamda feshedilmediği, ihale sürecinin devam etmesinden kaynaklanan belirsizlik sebebi ile sözleşmenin askıda kaldığı, iş sözleşmesinin devam ettiği gerekçesi ile feshe bağlı alacakları istemeyeceği gerekçeleriyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık, değişen alt işverenler arasındaki hukuki ilişkinin tespiti ve bunun işçinin işçilik haklarına etkileri konusunda toplanmaktadır.
İşyerinin tamamının veya bir bölümünün hukukî bir işleme dayalı olarak başka birine devri işyeri devri olarak tanımlanabilir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesinde, işyerinin bir bütün olarak veya bir bölümünün hukukî bir işleme dayalı olarak başkasına devri halinde mevcut iş sözleşmelerinin devralana geçeceği düzenlenmiştir. Bu anlatıma göre, alt işverence asıl işverenden alman iş kapsamında faaliyetini yürüttüğü iş yerinin tamamen başka bir işverene devri 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesi kapsamında iş yeri devri niteliğindedir.
Süresi sona eren alt işverenle yeni ihaleyi alan alt işveren arasında açık biçimde işyeri devrini öngören bir sözleşme yapılması da imkân dahilindedir. Alt işverenin değişmesine rağmen yeni alt işveren nezdinde işyerinde çalışmaya devam edecek olan işçilerin belirlendiği hallerde, sözü edilen işçiler bakımından iş sözleşmelerinin devralan işveren geçtiği tartışmasızdır. Ancak yeni alt işverende çalışacak olan işçiler arasında gösterilmeyen ve süresi sona eren alt işveren tarafından başka bir iş yerinde çalıştırılmak üzere bildirimde bulunulmayan işçilerin iş sözleşmelerinin devreden alt işveren tarafından feshedildiğini kabul etmek gerekir.
Alt işverenin asıl işverenle akdettiği çalışma süresinin sonunda veya süresinden önce alt işverenin, ilişkinin sonlandırılması sebebine dayalı olarak tüm işçilerine başka işyeri göstererek işyerinden ayrılması, ardından işin asıl işveren tarafından başka bir alt işverene verilmesi örneğinde alt işverenler arasında hukukî bir ilişki bulunmamaktadır. Hukuki ilişki, alt işverenler ile asıl işveren arasında gerçekleştiğinden belirtilen durum alt işverenler arasında işyeri devri olarak değerlendirilemez. Bu durumda işçinin feshe bağlı işçilik alacaklarına hak kazandığının kabulü gerekir.
Somut olayda; davalı alt işveren nezdinde çalışan davacının iş sözleşmesinin 31.12.2012 tarihinde ihale süre bitiminde sona erdiği hizmet cetveli ve dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı 23.01.2013 tarihinde ihaleyi alan yeni şirkete bağlı olarak çalışmaya başlamış ve aynı işyerinde çalışmasını sürdürmüş ise de; aradaki yirmiüç gün boyunca işsizlik ödeneği aldığı anlaşılmakla, 23.01.2013 tarihinde başlayan çalışmasının yeni bir iş sözleşmesine bağlı olarak gerçekleştiği ve yeni alt işveren ile davalı işveren arasında işyeri devri ilişkisinin bulunmadığı kabul edilmelidir. Bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulduğunda, feshe bağlı alacaklar olan kıdem ve ihbar tazminatı talepleri yönünden davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 10.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.