Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/18139 E. 2015/30902 K. 12.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18139
KARAR NO : 2015/30902
KARAR TARİHİ : 12.11.2015

MAHKEMESİ : Kırıkkale 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 06/05/2014
NUMARASI : 2012/70-2014/160

DAVA : Davacı, toplu iş sözleşmesinden kaynaklı ilave tediye, giyim ve koruyucu eşya yardımı, kırtasiye ve eğitim yardımı, yakacak yardımı, asgari geçim indirimi, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil, ücret farkı ile banka promosyonu alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ve ödenmeyen ilave tediye, giyim ve koruyucu eşya yardımı, kırtasiye ve eğitim yardımı, ücret farkı, banka promosyon alacağı, asgari geçim indirimi, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124. maddesinde, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edileceği, dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkimin karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebileceği düzenlenmiştir.
6100 sayılı Kanun derdestlik konusunu dava şartı olarak düzenlemiştir. 6100 sayılı Kanun’un 114/ı. maddesinde aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması gerektiği dava şartı olarak belirtilmiştir. 6100 sayılı Kanun’un 448. maddesine göre “Bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanır.” 450. maddesinde “(1) 18.06.1927 tarihli ve mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ek ve değişiklikleri ile birlikte tümüyle yürürlükten kaldırılmıştır.” düzenlemesi mevcuttur. Anılan düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere 6100 sayılı Kanun’un hükümleri tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal yürürlüğe girecektir. Mülga 1086 sayılı Kanun döneminde açılan davalara ilişkin olarak eski kanun hükümlerinin uygulanması istisnai olarak 6100 sayılı Kanun’un geçici 1 ve 2. maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre, 6100 sayılı Kanun’un yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, ile senetle ispat, istinaf ve temyiz ile temyizde duruşma yapılmasına ilişkin parasal sınırlarla ilgili hükümleri Kanun’un yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan dava ve işlerde uygulanmaz. Kanun açıkça bir istisna getirmediğine göre dava şartı olarak düzenlenen derdestlik müessesesinin mülga 1086 sayılı Kanun döneminde açılan davalarda da uygulanması gerekecektir.
Her iki davanın aynı sayılması için gerekli şartlar bakımından maddi anlamda kesin hüküm ile derdestlik arasında hiç bir fark yoktur. O sebeple bu dava ile görülmekte olan başka bir davanın aynı dava olduğunu söyleyebilmek için; maddi anlamda kesin hükümdeki gibi; her iki davanın taraflarının, dava konusunun ve dava sebeplerinin aynı olması gerekir. İki davanın taraflarının aynı olması için tarafların her iki davada da aynı sıfatla davacı veya davalı sıfatıyla hareket etmiş olmaları gerekmez. Derdestlik itirazında dava sebebinden maksat da hukuki sebepler değil davanın dayanağını teşkil eden vakıalardır. Her iki davanın taraflarının, konusunun ve dava sebeplerinin aynı olduğu kanısına varılırsa mülga 1086 sayılı Kanun’un 187/4. ve 194. maddeleri gereği ikinci davanın açılmamış sayılmasına, 6100 sayılı Kanun’un 114/ı. ve 115/2. maddesine göre ise davanın usulden reddine karar verilmelidir.
Somut olayda, davacı vekilinin, davacı ismini maddi hata sonucu Mustafa Sungurtaş yerine A.. U.. olarak yazdığı, A.. U.. için aynı tarihte ve aynı taleplerle dava açtığı vekaletnameden ve dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Mahkemece, 6100 sayılı Kanun’un 124. maddesi uyarınca davacı vekilinin taraf değişikliği talebinin kabulü gerekirken, gerçekte davacı olmayan A.. U..’in davacı olarak kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
Kabule göre de, aynı kişi tarafından aynı dönem ve talepler bakımından açılan iki davadan dolayı davanın derdestlik sebebiyle usulden reddi gerekirken, esasa girilerek hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.11.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.