Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/17512 E. 2014/23933 K. 16.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17512
KARAR NO : 2014/23933
KARAR TARİHİ : 16.09.2014

MAHKEMESİ : Ankara 19. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/03/2014
NUMARASI : 2012/684-2014/232

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve müvekkilinin işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının 02.01.2008 tarihinde R.. K.. isimli mudinin hesabından E01.. numaralı fış ile 7.500,00 TL’yi tediye ettiğini, söz konusu tutarı 03.01.2008 tarihinde F0.. numaralı tahsil fişiyle müşteri hesabına tekrar yatırdığını ancak bu işlemlerin mudinin bilgisi ve rızası olmaksızın gerçekleştirdiğini, 19.02.2007 tarihinde T.. Y.. isimli mudinin hesabından üçüncü bir kişiye bu kişinin imzasını almak suretiyle 490,00 TL ödeme yaptığını ve 28.02.2007 tarihinde N.. A.. isimli mudinin hesabından bilgisi ve rızası olmaksızın 6,87 TL’yi usulsüz biçimde mal edinildiğini, davacının bu eylemleri sebebi ile iş sözleşmesinin haklı sebebe dayalı feshedildiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece; taraflar arasındaki iş sözleşmesinin , davalı işverence haksız ve geçerli sebebe dayanılmaksızın feshedildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli Bir sebebe dayanmak zorundadır.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanun’un 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde Geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda, davacının R.. K.. isimli mudinin hesabından amirlerinin bilgisi dahilinde mudinin imzasını almaksızın bir miktar parayı hatırı sayılır bir müşteri olan V.. Y..’ın hesabına aktardığı , paranın bu kişinin çek tahsilatı işlemi için kullanıldığı ve bir gün sonra ilgili paranın R.. Y..’un hesabına iade iade edildiği Disiplin Kuruluna verdiği 05.06.2012 tarihli dilekçe içeriği ve tediye fişleri ile sabittir. T.. Y.. isimli mudinin hesabından üçüncü bir kişiye bu kişinin imzasını almak suretiyle 490,00 TL ödeme yapma eylemine ilişkin olarak davacı savunmasında, ilgili ödemeyi kime yaptığını hatırlamadığını ancak bu mudinin oğluna ödeme yapılmış olabileceğini belirtmektedir. Diğer eyleme ilişkin olarak ise N.. A..’ın hesabındaki 6,87 TL’nin ilgili mudinin SSK tahsilatına yatırıldığı savunmaktadır.
Feshe konu eylemlerde adı geçen mudiler, hesaplarından yapılan işlemlerin bilgileri dahilinde gerçekleştiğini belirterek ve anılan ödemelerin taraflarına yapıldığını kabul etmişlerdir. Bu kişilerin yazılı beyanları ve dosya kapsamı ile davacının ilgili paraları mal edinmediği ve Bankanın maddi bir zararın doğmadığı sabittir.
Ancak feshe konu işlemlerin bankacılık mevzuatına uygun olup olmadığı hususunda düzenlenen bilirkişi raporunda, anılan eylemlerin gerçekleştirildiği tarihte 19-20 yıllık bankacı olduğu anlaşılan davacının, bu işlemlerinin bankacılık mevzuatına aykırı ve usulsüz olduğu belirtilmiştir.
Yukarıda belirtildiği üzere her ne kadar feshe konu eylemlerde adı geçen mudiler hesaplarından yapılan işlemlerin bilgileri dahilinde gerçekleştiğini ve anılan ödemelerin taraflarına yapıldığını kabul etmiş iseler de, davacının bankacılık kurallarına aykırı şekilde işlem gerçekleştirdiği bilirkişi raporu içeriği ile sabittir. Bu durumda davacı işçinin bu eyleminin 4857 sayılı Kanun’un 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmamakla birlikte, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen davranışlar niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Davalı iş veren tarafından iş akdi geçerli sebeple feshedildiğinden davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen sebeplerle;
L-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 16.09.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.