Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/17401 E. 2015/35367 K. 22.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17401
KARAR NO : 2015/35367
KARAR TARİHİ : 22.12.2015

Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, maaş nakil ilmühaberinin yeniden düzenlenmesini ve fark alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalıya ait işyerinde 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye tabi sözleşmeli statüsünde memur unvanıyla görev yapmakta iken, kurumun özelleştirilmesi kapsamında 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu’nun Ek 29. maddesine ve atıfta bulunduğu 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkındaki Kanunu’nun 22. maddesi kapsamında kamu kurumuna atanmak üzere Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve kamu kurumuna atanan davacının maaş nakil ilmühaberinin eksik düzenlendiğini ileri sürerek, maaş nakil ilmühaberinin 406 sayılı Kanun’un Ek 29. maddesine ve atıfta bulunduğu 4046 sayılı Kanun’un 22. maddesine uygun şekilde ek ödeme haklarını kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmesi ile davacının çalıştığı süre içeresinde ödenmemiş olan ek ödemeye ilişkin ücret farkının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının davalı şirketin eylem ve işlemlerinden kaynaklı hak kaybına uğramadığının belgelerle sabit olduğunu, davacının kendi isteği ile kamu kurum ve kuruluşlarına atanmasının yapıldığını ve halen 657 sayılı Kanun’a tabi olarak çalıştığını, maaş nakil ilmühaberinin mevzuata uygun olarak tanzim edildiğini, benzer taleplerle iş ve idare mahkemelerinde açılan davaların görev ve esas yönünden reddedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, Uyuşmazlık Mahkemesinin uyuşmazlığın adli yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesi ile iş mahkemesinin görevsizlik kararını kaldırma kararı üzerine yapılan yargılama sonunda, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen 3. maddenin 1, 4, 7. fıkraları; 4046 sayılı Kanun’un 22. maddesinin 5. fıkrası ile 406 sayılı Kanun’un Ek 29. maddesinin 1. fıkrası ve 111. fıkrasında düzenlenmiş bulunan mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi neticesinde; 4046 sayılı Kanun’un 22. maddesi ile 406 sayılı Kanun’un Ek 29. maddelerinde nakle tabi personelin parasal hakları bakımından farklı uygulama yöntemlerinin belirlendiği, yine 5189 sayılı Kanun ile personelin parasal haklarının belirlenmesi hususunda Türk Telekom Yönetim Kurulunun yetkili kılındığı, Türk Telekom Yönetim Kurulunca; 406 sayılı Kanun’un Ek 29. maddesiyle, nakilleri yapılmak üzere Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilecek sözleşmeli ve kapsam dışı personelin 4046 sayılı Kanun’un 22. maddesi gereğince eski görevleri ile yeni görevlerinin parasal hakları arasındaki farkın ödenmesi esnasında; söz konusu personeller bakımından diğer kamu personellerine göre yüksek tutarlara çıkarılmış parasal hakları yerine, 15.04.2004 tarihi itibariyle aldıkları ücretlerine iş sözleşmesinin sona erdiği 15 Ocak tarihine kadar kamu görevlilerine uygulanmış zam tutarının esas alınmasına karar verildiği, bu uygulamayla da Türk Telekomdan özelleştirme kapsamında başka kurumlara nakledilen personelle aynı unvandaki diğer personellerin parasal hakları arasında eşitlik sağlanmasının amaçlandığı, bu durumun Türk Telekom personeline özgü bir uygulama olarak ortaya çıktığı, söz konusu uygulamanın, ek ödemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce Devlet Personel Başkanlığına bildirilmiş olan personelin, eski görevlerinin parasal haklarının yeniden belirlenmesi taleplerinin önüne geçilmesi için düzenlendiği, ek ödemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren Devlet Personel Başkanlığına bildirilen personelin eski kurumlarındaki parasal haklarının belirlenmesinde ek ödemelerin göz önüne alınmasına engel teşkil etmediği, Yüksek Yargı kararlarının da bu yönde olduğu ve davacının 5473 sayılı Kanun, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Ek 3. maddesi ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin, Ek II sayılı cetvelde yer alan kurumlarda çalışan sözleşmeli personele yapılan artışlardan yararlanması, maaş nakil ilmuhaberinin buna göre düzenlenmesi ve 2006/1, 2006/3 ve 2007/1 nolu tebliğde yer alan ek ödemelerden de yararlanması gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Uyuşmazlık, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek II. cetvelinde yer alan ve özelleştirme sonucu hissesi devredilen davalı kurumda toplu iş sözleşmesi 2 sözleşmesi ile nakle tabi olarak çalışan davacının davalının özelleştirmeden önce tabi olduğu ve özelleştirme ile bazı hükümleri değişen 406 sayılı Kanun’un Ek. 29. maddesi kapsamındaki düzenleme ve sözleşmedeki hüküm sebebi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Ek 3. maddesi ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek II. cetvelinde yer alan kurumlarda çalışan sözleşmeli personele yapılan artışlardan yararlanıp yararlanmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta kanuni dayanaklar 406 sayılı Kanun’un Ek. 29. maddesi, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 3, maddesi, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek. II cetveli ve bu kanun hükmünde kararnamelere dayanılarak çıkarılan 2006/1, 2006/3, 2007/1 ve 2008/1 sayılı tebliğler yanında taraflar arasındaki sözleşme hükümleridir.
406 sayılı Kanun’un 29. maddesinin 3. fıkrasının birinci cümlesine göre “399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tâbi olarak sözleşmeli personel ve kapsam dışı personel statüsünde çalışanlar hakkında, 4046 sayılı Kanun’un 22. maddesinin dördüncü ve beşinci fıkrası hükümlerinin uygulanmasında, Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihteki unvanları esas alınarak Yönetim Kurulunca 15.4.2004 tarihi itibarıyla bu unvana göre belirlenmiş olan ücret ve diğer malî haklarına bu tarihten Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihteki kadro ve pozisyonlarına ilişkin olarak bildirim tarihine kadar geçen süre içinde kamu görevlilerine yapılacak artış oran ve/veya miktarları uygulanmak suretiyle bulunacak tutar dikkate alınır. Kapsam dışı personelden Devlet Personel Başkanlığına bildirilenlerin 15.4.2004 tarihi itibarıyla unvanlarına göre ücretinin belirlenmemiş olması durumunda, benzer görevlerde bulunanlar dikkate alınarak bu tarih için ücret ve diğer malî hakları tespit etmeye Yönetim Kurulu yetkilidir”.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 7. maddesindeki kurallara göre ise “Nakil hakkını saklı tutan çalışanın ikramiye, yardım vs. gibi mali ve özlük hakları için iş mevzuatına tabi kapsam dışı personel esaslarında yer alan hükümler uygulanır. Ancak ücretlerde yapılacak artış oranı, kamudaki memur maaş artış oranında olacaktır ”.
Diğer taraftan özelleştirme uygulamaları sebebi ile nakilleri düzenleyen 4046 sayılı Kanun’un 22/5 maddesinde özelleştirme sebebiyle kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilen sözleşmeli ve iş kanunlarına tabi personelin Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihteki kadro ve pozisyonlarına göre almakta oldukları ücret yanında, bildirim tarihi itibarı ile almakta oldukları ikramiye, ek ödeme gibi ek ödemelerinde sabit bir değer olarak bildirileceği hükmünü içermektedir.
Gerek kanuni düzenleme ve gerekse sözleşmedeki hükümler dikkate alındığında, davalı kurumda özelleştirme öncesi kapsam dışı olarak çalışan ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tabi olarak ücreti belirlenen davacının özelleştirme sonrası çalıştıktan sonra nakledildiği tarihe kadar kamuda aynı statüde çalışanlar için getirilen özlük haklarından yararlandırılarak, nakil edildiklerinde haklarının korunması amaçlanmıştır. Kısaca davacı kapsam dışı olarak kamuda çalışmış gibi sayılmaktadır. Sonuç olarak davacı, davalı kurumda iken çalıştığı dönemde 375 ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameler ile getirilen artışlardan yararlandırılmalı ve bu artışlar uygulanmak sureti ile nakledildiğinde maaş nakil ilmühaberi düzenlenmelidir.
Öncelikle uyuşmazlığa Uyuşmazlık Mahkemesinin kararı üzerine iş mahkemesince bakılması zorunluluğu bulunmakla işin esasına girilerek karar verilmesi yerindedir.
Davalı kurum, taraflar arasındaki sözleşme hükmü veya eki yönetmelik hükümleri ile kapsam dışı nakle tabi olarak çalışan davacının 15.04.2004 tarihi itibarıyla bu unvana göre  belirlenmiş  olan  ücret  ve  diğer  malî  haklarına veya belirlenmemiş ise Yönetim Kurulu kararı ile sözleşme imzalandığı tarihteki ücretine artışlar yapmış olabilir. Bu artışlar Kanun Hükmünde Kararnamelere dayanılarak çıkarılan ve kamuda çalışan sözleşmeli personel ile kapsam dışı personel için sağlanan artışlardan az da olabilir, fazla da olabilir. Aynı oranda veya fazla oranda artış yapılmış ve yansıtılmış ise kapsam dışı nakle tabi olarak çalışan davacı, kamudaki personel için getirilen artışlardan faydalanamaz. Ancak davalı işveren anılan hükümleri dikkate almadan artış yapmamış veya daha az artış yapmış olabilir. Taraflar arasında yapılan sözleşmenin 7. maddesine göre, davacının ücretinde yapılacak artış, memur maaşlarına yapılan artış oranından az olamaz. Buna göre davalı şirketçe davacının ücretine yapılan artışlar kamu görevlilerine yapılan genel nitelikli artışlardan az ise aradaki fark alacak hüküm altına alınmalıdır.
27.06.1989 tarih ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye 21.03.2006 tarih ve 5473 sayılı Kanun ile eklenilen ek 3. maddede öngörülen ek ödemeler kamu görevlilerine yapılan genel bir artış niteliğinde olmadığından, davacının bu ödemeden yararlanması için anılan kanun kapsamındaki kamu görevlilerinden olması gerekir. Gerek 406 sayılı Kanun’un Ek 29. maddesi, gerek 4046 sayılı Kanun’un 22/5. maddesi, gerekse sözleşmenin 7. maddesi hükümleri davacının iş sözleşmesi ile çalıştığı dönemde kamu görevlilerine yapılan genel nitelikli artışlardan mahrum kalmasını engellemeyi amaçlamaktadır. Davacı davalıya ait işyerinde çalışmasaydı, 15. 04. 2004 tarihi itibariyle belirlenmiş olan unvanın ücret ve diğer mali haklarıyla bir kamu kurumuna atanacak ve kamu görevlilerinin ücretlerine yapılan artışlardan yararlanacaktı. Kamu görevlisi olarak çalıştığında hak kazanamayacağı bir ödemeden davalı şirkette çalıştığı sırada yararlanması için bu konuda özel bir düzenleme olması gerekir. Bu bağlamda sözleşmenin 7. maddesi genel artışlarla ilgilidir. Şu halde davacı için 15.04.2004 tarihi itibariyle belirlenen unvanda görev yapanların 5473 sayılı Kanun ile öngörülen ek ödeme kapsamında olup olmadığı önem arz etmektedir. Bunun için öncelikle davacının belirlenmiş olan unvanı itibariyle ek ödeme yapılması gereken kamu görevlilerinden olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Davacı ile aynı unvanda görev yapan kamu görevlilerinin belirtilen ek ödemelerden yararlanması söz konusu ise davacının da ek ödemeden yararlandırılması ve varsa bundan kaynaklanan fark alacaklarının hüküm altına alınması gerekir.
Davacı, maaş nakil ilmuhaberinin de eksik düzenlendiğini iddia ederek, bunun 406 sayılı Kanuna uygun şekilde düzenlenmesi gerektiğinin tespitini istemiştir. 406 sayılı Kanun’un ek 29. maddesinin üçüncü fıkrasına göre 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tâbi olarak sözleşmeli personel ve kapsam dışı personel statüsünde çalışanların Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihteki unvanları esas alınarak Yönetim Kurulunca 15.04.2004 tarihi itibarıyla bu unvana  göre  belirlenmiş  olan  ücret  ve  diğer malî haklarına, bu tarihten Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihteki kadro ve pozisyonlarına ilişkin olarak bildirim tarihine kadar geçen süre içinde  kamu görevlilerine yapılacak artış oran ve/veya miktarları uygulanmak suretiyle bulunacak tutar dikkate alınır. Kapsam dışı personelden Devlet Personel Başkanlığına bildirilenlerin 15.04.2004 tarihi itibarıyla unvanlarına göre ücretinin belirlenmemiş olması durumunda, benzer görevlerde bulunanlar dikkate alınarak bu tarih için ücret ve diğer malî hakları tespit etmeye Yönetim Kurulu yetkilidir. Buna göre davacının bildirim tarihindeki unvanı için Yönetim Kurulunca 15.04.2004 tarihi itibariyle belirlenmiş olan ücret ve diğer mali haklarına, anılan tarihten bildirim tarihine kadar geçen süre içinde, bildirim tarihindeki kadro ve pozisyonu göz önünde bulundurularak, kamu görevlilerine yapılan artış oranı ve/veya miktarları uygulanmak suretiyle bulunacak tutarın nakil ilmuhaberinde belirtilmesi gerekir.
Sonuç olarak, öncelikle davacı ile ilgili tüm bordrolar, ücret ve mali haklarına ilişkin işverence alınan tüm işletmesel kararlar getirtilmeli, davacının 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 3. maddesinde öngörülen ek ödeme kapsamındaki unvan, kadro ve pozisyonunda çalışıp çalışmadığı ve bu bağlamda ek ödemeden yararlanacak personel statüsünde olup olmadığı belirlenmeli; kapsam dışı nakle tabi olarak çalıştığı dönemde ise 406 sayılı Kanun’un Ek. 29 ve sözleşmenin 7. maddeleri uyarınca aynı statüde kamuda çalışan ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek II. cetveline tabi çalışanlara uygulanan artışlardan yararlandırılıp yararlandırılmadığı tespit edilerek, bunlara bağlı olarak hak kazanmasına rağmen ödenmeyen bir alacağının bulunup bulunmadığı ve memurlara yapılmış olan ve davacının yararlanması gereken artışlara göre nakil ilmuhaberinin eksik düzenlenip düzenlenmediği konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. Yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-Kabule göre de, davacının maaşına esas olmak üzere bildirilen net ücrete 2006 yılı şef teknisyen ünvanları için belirlenen ek ödeme oranlarının eklenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiş olup, mahkeme hükmü belirsizlik içermektedir. Hüküm fıkrasında, davacının 2006 yılı mayıs ayı maaşına esas olmak üzere; yeni maaş nakil ilmuhaberine eklenmesi gerektiği belirtilen 189,52 TL ek ödeme miktarının açık olarak belirtilmemesi de hatalı olmuştur.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 22.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.