Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/17212 E. 2015/30028 K. 03.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17212
KARAR NO : 2015/30028
KARAR TARİHİ : 03.11.2015

MAHKEMESİ : Kırıkkale 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/05/2014
NUMARASI : 2012/235-2014/177

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, asıl dava ve birleşen dava dilekçelerinde, davalı belediyede 24.10.2007 tarihinde kadar garaj amirliğinde, bu tarihten sonra da park ve bahçeler müdürülüğünde işçi olarak çalıştığını, çalışma süresince iş sözleşmesi, kanun ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, fazla çalışma, hafta tatili, genel tatil, gece zammı, kıdemli işçiliği teşvik primi alacaklarının davalıdan tahsilini ve davalı aleyhine başlattığı icra takibinde davalının faize yönelik itirazının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, zamanaşımı def’inde bulunmuş ve davacıya tüm hak ve alacaklarının eksiksiz olarak ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, asıl dava ile birleşen itirazın iptali davasının reddine, kıdemli işçiliği teşvik primine yönelik talep hakkında ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2.Davacı işçinin fazla çalışma, hafta tatili, genel tatil ve gece zammı alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Hafta tatili ve genel tatil alacakları bakımından da aynı ilkeler geçerlidir.
Somut olayda, işçi imzasını içermeyen puantaj kayıtlarına itibar edilerek dava konusu fazla çalışma, hafta tatili, genel tatil ve gece zammı alacaklarının reddedildiği anlaşılmaktadır. Ancak Dairemizin 2015/21590 esas, 2015/28556 karar sayılı dosyasında işçi imzasını içermeyen puantaj kayıtlarının yeniden değerlendirilmesinde; işçi imzasını içermeyen ve tek taraflı şekilde işverence düzenlenmiş olan puantaj kayıtlarına itibar edilmemesi gerektiği görüşü benimsenmiştir. İmzasız puantaja göre dava konusu alacakların reddi isabetsiz ise de; davacı tanıklarının da davalı aleyhine dava açtıkları ve somut davada çıkacak sonuçtan menfaat elde edecekleri de tartışmasız olduğundan başka delillerle desteklenmeden tek başına husumetli tanık anlatımına itibar edilmesi de mümkün değildir. Bu sebeple; dava konusu alacaklar bakımından, 15.12.2009-18.03.2011 tarihleri arasındaki dönem için işçi imzası bulunan aylık giriş çıkış imza föyüne göre; diğer dönemler yönünden ise davalı tanık anlatımlarına göre hesaplama yapılmalıdır. Zira davalı tanığının da dava konusu alacakların varlığını kısmen doğrulayan beyanları bulunmaktadır. İşçi imzasını içermeyen kayıtlara itibar edilerek davanın reddi ve işçi imzasını içeren kayıtlar ile davalı tanık anlatımları göz önünde bulundurulmadan sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 03.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.