Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/17015 E. 2014/23473 K. 10.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17015
KARAR NO : 2014/23473
KARAR TARİHİ : 10.09.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 7. İş Mahkemesi
TARİHİ : 12/03/2013
NUMARASI : 2008/794-2013/177

Hüküm süresi içinde davacı ve davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan … Ambalaj San. ve Tic. A.Ş.’ye ait işyerinde 18.01.2006 tarihinde işe girdiğini, bu şirkete bağlı ve aynı alanda faaliyet gösteren S.. A.. fabrikasında çalışmaya başladığını, ancak müvekkilinin Sosyal Sigortalar Kurumu kaydının R.. Teknik Destek Hizm. Ltd. Şti. üzerinde olduğunu, 21.07.2007 tarihine kadar kesintisiz çalıştığını, bu tarihte işverenin ağır kusuruyla meydana gelen iş kazası sonucu yaralandığını, ağır ameliyatlar geçirdiğini, davalıların iş kazası sebebiyle açılan maddi-manevi tazminat davasından haberdar olur olmaz, müvekkilinin işine haksız ve sebepsiz yere 22.05.2008 tarihinde son verdiklerini belirterek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı, izin ücreti, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir..
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekili davacının müvekkillerinden R… Teknik Destek Ltd. Şti.’nin işçisi olduğunu, diğer davalılarla bir ilgisinin bulunmadığını, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının 20.02.2008 tarihinde istirahat raporunun süresinin bitmesine rağmen işe gelmediğini, ihtarname gönderilerek işe gelmeme sebebinin sorulduğunu, cevap vermemesi üzerine 22.05.2008 tarihinde haklı olarak iş sözleşmesinin feshedildiğini, kıdem-ihbar tazminatı talep edemeyeceğini, fazla çalışmalarının bordroya yansıtılarak ödendiğini, izinlerini kullandığını, hafta sonu ve bayram çalışmasının iddia edildiği gibi olmadığını, davacının iş güvencesi hükümlerinden yararlanabileceğini, kötüniyet tazminatı talebinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesinin haklı bir sebep yokken davalı işverence feshedildiği, davacının yıllık izin ücreti alacağı da olduğu, ancak diğer taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir..
Temyiz:
Kararı davacı ve davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının kötüniyet tazminatına hak kazanıp kazanmadığı konusunda taraflara arasında uyuşmazlık mevcuttur.
Belirsiz süreli iş sözleşmesinin taraflarca ihbar süresi tanınmak suretiyle ya da ihbar tazminatı ödenerek her zaman feshi mümkün ise de, bu hakkın da her hak gibi 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca dürüstlük ve objektif iyiniyet kurallarına uygun biçimde kullanılması gerekir. Aksi takdirde fesih hakkının kötüye kullanıldığından söz edilir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesinin altıncı fıkrasının açık hükmü gereğince, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden kötüniyet tazminatına hak kazanılması mümkün değildir.
Somut olayda davacının kötüniyet tazminatı talebi davacının iş güvencesi kapsamında yer aldığı gerekçesiyle ret edilmiş ise de, dosyada bu sonuca ne şekilde ulaşıldığı ve bunun dayanaklarının ne olduğu anlaşılamamaktadır. Şu halde mahkemece öncelikle davacının iş güvencesi kapsamında olup olmadığı denetime elverişli şekilde tespit edilmeli ve sonucuna göre davacının kötüniyet tazminatı talebi değerlendirilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
3-Diğer taraftan davacının taleplerine esas olan hizmet süresi tespit edilirken davacının rahatsızlığı sebebiyle raporlu olduğu dönemlerin hiç dışlanmadan hesaplama yapıldığı görülmektedir. Oysa Yargıtay tarafından kıdem tazminatı bakımından dikkate alınan 4857 sayılı İş Kanunu’nun 55. maddesinin 1. fıkrasının “a” bendinde yıllık izin bakımından işçinin kıdeminden sayılan süreler arasında “İşçinin uğradığı kaza veya tutulduğu hastalıktan ötürü işine gidemediği günler” sayılmış, bununla beraber Kanun’un 25. maddenin (I) numaralı bendinin (b) alt bendinde öngörülen süreden fazlasının dikkate alınmayacağı da belirtilmiştir. Şu halde sözkonusu hükmün dikkate alınarak davacının hizmet süresinin belirlenerek davacının kıdem tazminatı ile yıllık izin ücretinin hüküm altına alınması gerekirken bunun yapılmaması yerinde olmamıştır.
4-Nihayet davacının giydirilmiş ücretine esas olan yol ve yemek ücretinin tespitinin denetime elverişli olmaması da hatalıdır. Bu konuda araştırma yapılarak hesaplama yapılması ve giydirilmiş ücretin denetime elverişli hale getirilmesi gereklidir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.