Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/16973 E. 2015/30280 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16973
KARAR NO : 2015/30280
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

MAHKEMESİ : Ankara 11. İş Mahkemesi
TARİHİ : 05/03/2014
NUMARASI : 2012/270-2014/226

DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini, hak kazandığı fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının çalışmasının istifa veya işverenin haklı sebeple feshedildiğinin davalı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiye davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalılar temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, iş ilişkisinin işçinin istifası ile sona erip ermediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Genel olarak iş sözleşmesini fesih hakkı, karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren, bozucu yenilik doğuran bir haktır.
İşçinin istifa dilekçesindeki iradesinin fesada uğratılması da sıkça karşılaşılan bir durumdur. İşverenin çeşitli baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve işçinin buna uyması halinde, gerçek bir istifa iradesinden söz edilemez. Bu halde feshin işverence gerçekleştirildiği kabul edilmelidir.
Somut olayda, davacı İş Kurumuna hitaben yazdığı 26.01.2011 tarihli dilekçesinde 13.01.2011 tarihinde kendi isteği ile işten ayrıldığını belirtmiştir. Dosya içeriğine göre davacı söz konusu dilekçesinin baskı altında alındığını iddia etmediği gibi, dilekçe içeriğinin aksini ortaya koyan herhangi bir kanıt da sunmamıştır. Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulduğunda, kıdem ve ihbar tazminatları isteminin reddine karar vermek gerekirken kabul edilmesi hatalıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 05.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.