Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/16934 E. 2015/30326 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16934
KARAR NO : 2015/30326
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

MAHKEMESİ : Ankara 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 04/06/2013
NUMARASI : 2011/1251-2013/665

DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatil ile yıllık izin ücreti alacaklarınnı ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haksız sona erdirildiğini beyan ederek kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ile genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı Bakanlık, davacının diğer davalının işçisi olduğunu, kendi isteği ile işten ayrıldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı şirket, davacının işe alınması ve sevki konusundaki tüm işlemlerin diğer davalı tarafından yürütüldüğünü asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalılar temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Anayasanın 14. maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının; hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini, tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri, hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini, hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını, gerekçeli kararın yazıldığı tarihi, içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir.
Anılan anayasal ve kanuni düzenlemeler gereğince hakimin, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
Somut olayda mahkemece davacının hizmet süresi sekiz yıl üç ay bir gün kabul edilmiş olduğu halde bilirkişinin onüç yıl altı ay onaltı gün çalışma süresine göre yaptığı hesaplama seçeneği esas alınrak karar verilmesi kararda çelişki oluşturmuştur. Kararın gerekçesinde kabul edilen maddi ve hukuki olguların aksine hüküm kurulması söz konusu olamaz. Mahkemece davacının çalışma süresinin ne kadar kabul edildiği açıkça belirtilerek bu süreye göre yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulması gerekirken çelişkili karar verilmesi bozma nedenidir.
Sonuç :
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.