Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/16919 E. 2014/24366 K. 18.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16919
KARAR NO : 2014/24366
KARAR TARİHİ : 18.09.2014

MAHKEMESİ : Denizli 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/02/2014
NUMARASI : 2013/85-2014/17

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde mevsimlik işçi kadrosuyla işe alındığını ve bir süre sonra asıl kadroya geçirildiğini, kayıtlarda mevsimlik işçi olarak gösterilse de aslında sürekli işçi olduğunu beyanla, mevsimlik işçi olduğu dönemde kullandırılmayan yıllık ücretli izin haklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, davacının daimi kadroya geçtiği zamana kadar mevsimlik işçi olarak çalıştığını, işyerinde müvekkili adına Türk Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası ile Y..-İ.. Sendikası arasında imzalanan işletme Toplu İş Sözleşmesinin geçici 4. maddesinde de 26.10.2000 tarihli protokol doğrultusunda mevsimlik işçilikten sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin geçmişteki parçalı hizmetlerinin yıllık ücretli izin hesabında gözetilmesine rağmen, bu hususun geçmiş yıllar için işçiye yıllık ücretli izin hakkı kazandırmayacağının öngördüğünü, davacının sürekli işçiliğe geçtikten sonra geçmişteki parçalı hizmetleri de gözetilerek belirlenen yıllık ücretli izin haklarının da kullandırıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı avukatı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında davacı işçinin yıllık izin ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.
Çalışmanın sadece yılın belirli bir döneminde yoğunlaştığı işyerlerinde yapılan işler mevsimlik iş olarak tanımlanabilir. Sözkonusu dönemler işin niteliğine göre uzun veya kısa olabilir. Her zaman aynı miktarda işçi çalıştırmaya elverişli olmayan ve işyerinde yürütülen faaliyetin niteliğine göre işçilerin her yıl belirli sürelerde yoğun olarak çalıştıkları ve fakat yılın diğer döneminde işçilerin iş sözleşmelerinin ertesi yılın faaliyet dönemi başına kadar ara vermeyi gerektiren işler mevsimlik iş olarak değerlendirilebilir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 53/3. maddesi uyarınca, mevsimlik işlerde yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümler uygulanmaz. Bir başka anlatımla, mevsimlik işçi, 4857 sayılı Kanun’un yıllık ücretli izin hükümlerine dayanarak, yıllık ücretli izin kullanma veya buna dayanarak ücret alacağı isteminde bulunamaz. Hemen belirtmek gerekir ki, 53/3. maddede ki kural, nispi emredici kural olup, işçi lehine bireysel iş sözleşmesi ya da toplu iş sözleşmesi ile yıllık ücretli izne ilişkin hükümler düzenlenebilir ve mevsimlik işçiler için yıllık izin hakkı tanınabilir.
Davacı işçinin davalı işyerinde mevsimlik işçi olarak çalıştığı dönemde geçen çalışmalarında yılda onbir ayın üstünde çalıştığı süreler bakımından işçinin dinlenme hakkının varlığını gerektirmektedir. 4857 sayılı Kanun’un 53. maddesinde mevsimlik işlerde yıllık izin hakkının doğmayacağı belirtilmiş ise de, yılın ne kadar bölümünde çalışılma halinde mevsimlik iş sayılacağı yönünde bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Öyle ki yılın tamamına yakın bir bölümünde çalışılma halinde Anayasal temeli olan dinlenme hakkının tanınmasının gerekeceği açıktır.
Somut olayda, Toplu İş Sözleşmesinin geçici 4. maddesine göre mevsimlik işçilerde yıllık izne hak kazanılmayan yılların izin süresinin belirlenmesinde esas alınacak kıdemin tespitinde dikkate alınamayacağı hususu açıktır. Bu sebeple davacının mevsimlik işçi olarak çalıştığı döneme ilişkin olarak sadece onbir ay ve üzerinde çalışmasının bulunduğu yıllar bakımından yıllık izin hakkının doğduğu dikkate alınarak o yıl ile ilgili olarak toplu iş sözleşmesine göre yirmiiki gün kabul edilerek izne hak kazanılan süreye göre alacağının hesaplanması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.