Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/16857 E. 2014/24380 K. 18.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16857
KARAR NO : 2014/24380
KARAR TARİHİ : 18.09.2014

MAHKEMESİ : Ankara 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 10/03/2014
NUMARASI : 2013/461-2014/332

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin Hava Kuvvetleri Komutanlığına bağlı 1. Hava İkmal Bakım Merkezi Komutanlığı (Eskişehir) işyerinde mühendis olarak çalıştığını, Türk Harb-İş Sendikası üyesi olduğunu, TÜHİS ile T.. H..-İ.. Sendikası arasında imzalanan 23. dönem toplu iş sözleşmesinin 40., 60/c. ve 60/ç. maddelerinde düzenlenen zamlı ücretlerin ücretin eki niteliğinde değil, ücretin temel niteliğinde olduğunu, bu yönde Ankara 3. İş Mahkemesinin Yargıtay tarafından onanan 2010/1026 sayılı kararının bulunduğunu, Sayıştay Temyiz Kurulu kararıyla aksi yönde değerlendirmeyle çıkarılan sorguların kaldırıldığını, ancak davalı işverenlikçe 6772 sayılı Kanun’un 4. maddesi ile 2822 sayılı toplu iş sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nun 5. maddelerine ve Sayıştay kararına dayanılarak, toplu iş sözleşmesinin 59/ç. ve 40. maddelerindeki zamlı ücretlerin ilave tediye ve akdi ikramiye ödemelerinde dikkate alındığını, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 50. ve 57. maddeleri uyarınca yıllık, günlük ve ücretli mazeret izni gibi tüm izin ücretlerinin cetveldeki saat ücretinin toplu iş sözleşmesinin anılan maddelerindeki oranlar kadar ayrı ayrı arttırılmak suretiyle bulunacak arttırılmış (zamlı) saat ücreti esas alınarak hesaplanması gerekirken zamsız saat ücreti üzerinden ödendiğini, davalı Bakanlığın işçilerin sendika üyelik aidatlarını %25 zamlı saat ücretini esas alarak ödediğini, Ankara 13. İş Mahkemesi ve Ankara 10. İş Mahkemesince alınan kararların emsal nitelikte olduğunu beyanla müvekkilinin toplu iş sözleşmesinin 40. maddesi ile 60. maddesinin c. ve ç. fıkralarındaki zamlı ücretlerin eklenmesi suretiyle bulunan zamlı saat ücretinin temel saat ücreti kabul edilmesi gerektiğinin tesbitine, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla; verimlilik teşvik primi fark alacağı, yabancı dil primi fark alacağı ve yabancı dil primi eklenmesinden kaynaklı yıllık izin ücret fark alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı def’inde bulunduklarını, 6772 sayılı Kanunu’nun 4/2-f. maddesi hükmü ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19.06.1991 tarihli 1991/137 sayılı ilave tediyeye esas aylık istihkakların hesabında primlerin asıl ücretten sayılamayacağı yönündeki kararının, toplu iş sözleşmesinin 40. ve 60/c., c. maddelerinde düzenlenen zamlı ücretlerin ücretin temeli niteliğinde değil eki niteliğinde olduğunu desteklediğini, toplu iş sözleşmesinin 59/c. maddesinde teşvik primi dahil farklı ücret ve primlerin esas ücret üzerinden ödenmesi gerektiğinin açıkça belirtildiğini, müvekkilince sendika üyelik aidatlarının zamsız ve primsiz çıplak ücret üzerinden kesildiğini, müvekkilinin ilave tediye ödemelerinde mühendis ve yüksek mühendis zamlarını zaten dikkate aldığını, sorunun bu zamların toplu iş sözleşmesinin 60. maddesinde yer alan yabancı dil bilgisi zammı, tehlike zammı ve verimliliği teşvik primi ödemelerinde de dikkate alınıp alınamayacağı ile ilgili olduğunu, toplu iş sözleşmesinin sistematiğine ve tarafların iradelerine göre mühendis ve yüksek mühendis zamlarının yabancı dil bilgisi zammı, tehlike zammı ve verimliliği teşvik primi ödemelerinde dikkate alınmaması, normal ücret dışında yalnız ilave tediye ve ikramiyelerde dikkate alınması gerektiğini, 40. maddede yer verilen mühendis ve yüksek mühendis zamlarının 60. maddede belirtilen zamlar açısından dikkate alınması gerektiği yönünde bir düzenleme bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının teşvik primi alacaklarının eksik ödenip ödenmediğine ilişkindir. İstek konusu dönem içinde işyerinde uygulanmış olan toplu iş sözleşmesinin 40. maddesinde “39. madde esaslarına göre işe alınan dört yıl ve daha fazla teknik öğrenim gören saat ücretli işçilerden Makina, İnşaat, Elektrik, Elektronik, Harita, Fizik, Jeofizik, Kimya, Femi, Uçak, Metalurji, Endüstri, Tekstil, Bilgisayar, İşletme, Uzay, Havacılık, Matematik, Mühendisleri ve Mimarlar kendi dalında çalışmaları kaydıyla ücretleri%25, Yüksek Mühendis ve Yüksek Mimarlar ile bunlardan doktora yapanların ücretleri %30 zamlı olarak ödenir. Bu maddede öngörülen zamlı ücretler ulusal bayram, genel, hafta, akdi tatil, ücretli izin ile ilave tediye ve ikramiye ödemelerinde de dikkate alınır.” düzenlemesi yer almakta olup, yukarıda belirtilen toplu iş sözleşmesinin 59. ve 60. maddelerindeki yabancı dil düzenlemesi dikkate alındığında teşvik primi hesabında %25 ve %15 yabancı dil zammının dikkate alınamayacağı açıktır. Bu düzenlemeler dikkate alınmadan davacının teşvik primi alacağının hüküm altına alınması bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında ayrıca davacının toplu iş sözleşmesi 67. maddesinde belirtilen idareci, şef sayılıp sayılmayacağı, buna bağlı olarak toplu iş sözleşmesi 69. maddesince idareci primine hak kazanıp kazanmadığı hususu da uyuşmazlık konusudur.
İşyerinde geçerli olan 18-19 ve 20. dönem toplu iş sözleşmelerinin göre 67. maddesinde, “A grubu işçi olarak işyerinde kendisine bağlanan birden fazla işyeri ünitesini, kısmını, grubunu, yönetim, denetim, koordine ve kontrolü ile gerektiğinde eğitimi yönünden sorumlu kılınan işçi idarecilerdir. Bunlara şef denir.”, 69. maddesinde, “İdari prim miktarları yönünden 67. madde, A grubu idareciler olarak tanımlanan işçi idarecilere bu görevde ve işbaşında kaldıkları saat başına bulundukları saat ücretinin %14’ü kadar idareci primi verilir”,
65. maddesinde, “işçi idareciliği en yakın amirlerinin yoksa vekillerinin teklifi ve ve vekilinin yazılı onayı ile kesinleşir, ancak onaysız bir aydan fazla süreyle idarecilik görevi verilemez,” hükümleri düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacı idareci primi alacaklarının ödenmesini talep etmişse de, dosyaya sunulan işyeri belgelerinde davacının hangi dönem idarecilik yaptığı anlaşılamamıştır. Mahkemece, teknik bilirkişi ile işyerinde keşif yapılarak, işyeri belgelerine göre hangi brimlerde görev yaptığı, işyeri işleyişinin ve davacının uyuşmazlık döneminde fiili çalışma durumunun nasıl olduğu, fiili durum ile işyeri organizasyon şemasının uyumlu olup olmadığı belirlendikten sonra, davacının toplu iş sözleşmesi 67. maddesi kapsamında idareci olup olmadığı ve 69. maddeye göre prim alacağına hak kazanıp kazanmadığı tesbit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hesap bilirkişisinin dosya üzerinden inceleme yaparak hazırladığı yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, 18.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.