Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/16777 E. 2014/23427 K. 10.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16777
KARAR NO : 2014/23427
KARAR TARİHİ : 10.09.2014

MAHKEMESİ : Balıkesir 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 27/02/2013
NUMARASI : 2012/167-2013/158

Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili davacının, asıl işveren Balıkesir İl Sağlık Müdürlüğünün il ve ilçelerinde sağlık ocakları ile ilgili temizlik işlerini üstlenen altişveren E…Çevre Tasarım Tem. Gıda Güv. Ltd. Şti.’nde 01.08.2004 tarihi ile 31.12.2008 tarihleri arasında aralıksız olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, tazminat ve alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, ihbar-kıdem tazminatı, yıllık izin ve hafta tatili ücretlerinin faizleriyle birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı Balıkesir İl Sağlık Müdürlüğü vekili; görev ve husumet itirazı ile zamanaşımı def’inde bulunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, davacının 01.08.2004-31.12.2008 tarihleri arasında davalı şirkette çalıştığını, 31.12.2008 tarihi itibari ile davalı şirketin sözleşmesinin sona erdiğini, davalı idarenin kadrolarda azaltmaya gittiğini ve davacının isminin yeni ihaleyi alan şirkete bildirilmediğini, davacının asıl işverenin davalı idare olduğunu, bu sebeple davanın husumetten reddi gerektiğini, kıdem tazminatı dışındaki diğer alacakların beş yıllık zamanaşımına tabi olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu, alacak ve tazminatlardan birlikte sorumlu oldukları, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiği, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, yıllık izin ücreti alacağı olduğu, hafta tatili ücreti alacağının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı kanun süresi içinde davalılar temyiz etmiştir.
l-a)Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
b)İşyeri devrinin iş ilişkisine etkileri ile işçilik alacaklarından sorumluluk bakımından taraflar arasında uyuşmazlık sözkonusudur.
İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlarda ise, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu olduğu 4857 sayılı Kanun’un 3. fıkrasında açıklanmış ve devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.
Maddi ve maddi olmayan unsurların devri sözkonusu olmaksızın da işgücünün önem taşıdığı sektörlerde ekonomik birliğin önemli unsuru olan işçilerin devri de, işyeri devri olarak işlem görmelidir.
İşyeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesi mümkün olmaz. Aynı zamanda işyeri devri kural olarak işçiye haklı fesih imkanı vermez.
Genel olarak yapılan bu açıklamaların ardından İş Hukukunda işyeri devrinin işçilik alacaklarına etkileri üzerinde ayrıca durulmalıdır. İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. 1475 sayılı Kanun’un 14/2. maddesinde devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı Kanun’un 6. maddesinde sözü edilen devreden işveren için iki yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından sözkonusu olmaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir.
Feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden sorumluluk ise son işverene ait olmakla devreden işverenin bu işçilik alacaklarından sorumluluğu bulunmamaktadır. Devralan işveren ihbar tazminatı ile kullandırılmayan izin ücretlerinden tek başına sorumludur.
İşyerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden 4857 sayılı Kanun’un 6. maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan işveren müştereken müteselsilen sorumlu olup, devreden açısından bu süre devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlıdır. Devir tarihinden sonraki çalışmalar sebebiyle doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle devreden işverenin sorumluluğunun olmadığı açıktır. Bu bakımdan devirden sonraya ait ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil creti gibi işçilik alacaklarından devralan işveren tek başına sorumludur.
Somut olayda, davacının iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini iddia ettiği 31.12.2008 tarihinden sonra 01.01.2009-10.03.2010 tarihleri arasında asıl işverene ait işyerlerinde ihale ile iş alan yeni alt işverenlerin işçisi olarak çalışmasını sürdürdüğü, davalı alt işverencede 31.12.2008 tarihinde yazılı fesih bildirimi yapılmadığı anlaşılmaktadır. Davacının, feshin yapıldığı iddia edilen 31.12.2008 tarihinden sonraki dönemlerde, ihaleyi alan yeni alt işverenlerin işçisi olarak çalışmaya devam ettiği ve 31.12.2008 tarihinde yazılı fesih bildirimi yapılmayarak iş ilişkisinin kesintiye uğratılmadığı ortadadır. Hal böyle olunca, alt işverenler arasında işyeri devri olduğu kabul edilerek, işyeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesinin mümkün olmayacağı düşünülmeden, ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının reddi yerine kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.09.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.